Takip Edin

Sektörel Gündem

Yerli Yazılım Strateji Merkezi ihracatı 20 milyar $’a sıçratır

Yerli Yazılım Strateji ve Gelişim Merkezi kurulması önerisinde bulunan TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Başkanı Ertan Barut, bu modelle ekosistemin çok hızlı gelişeceğini ve yazılımda dünya devleri çıkacağını anlattı.

Yayınlanma tarihi

-

Hamide HANGÜL

Dijitalleşmenin baş döndürücü bir hızla gelişmesiyle siber tehditler arttı, yapay zeka hız kazanırken her sektörde yazılım işin merkezine yerleşti.

Türkiye’nin teknoparkları, teknolojiye ilgi duyan genç nesli, girişimci zekası ve üretim kabiliyetiyle bu alanda önemli bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Yazılım Meclisi Başkanı Ertan Barut, bu alanda ülkemizin sahip olduğu büyük potansiyelin altını çizdi.

Ancak atılması gereken kritik adımlar var. Türkiye’nin bugün yazılım sektöründe iyi bir sıçrama yapması için tıpkı diğer stratejik sektörlerde olduğu gibi, Yerli Yazılım Strateji ve Gelişim Merkezi gibi bir yapının kurulması önerisinde bulunan Barut, şöyle konuştu.

“Mevzuat ve regülasyonlarda hızlı olmamız şart”

“Türkiye’de yazılım sanayinin gelecek stratejilerinin oluşturulması, sahiplenilmesi, regülasyonlarda hızlı hareket edilmesi, işgücü yetiştirilmesi, sektörün gelişmesi, devletimize ve tüm sektörlere olan katkısı yanında ihracata olan katkısını artırmak, nitelikli yazılımcı, bilişimciler yetiştirmek için tüm paydaşlarla birlikte hızlı sonuç alıcı modeller üzerinde çalışmalıyız.

Bu konuda Hindistan’da 245 milyar dolarlık teknoloji endüstrisi oluşturmuş, çok başarılı sonuçlar almış ve ülkede en üst organ olarak sektöre yön veren, yöneten NASSCOM modeli başta olmak üzere, Amerika SIIA, İngiltere BCS, ITAA, Almanya BITKOM, BSI, Fransa, Japonya, Çin ve Brezilya’da farklı modeller var.

Ülkemizde de başarılı olmuş farklı modellerimiz var. Bu ve benzeri modellerle ülkelerin bilişim ve yazılım ekosisteminin çok hızlı geliştiğini ve firmalarının da global oyuncular arasına girdiklerini, ülkelerinin ihracatına ve dijital dönüşümüne önemli miktarda katkı verdiklerini görmekteyiz.

Eğer Yerli Yazılım Strateji ve Gelişim Merkezi gibi bir model oluşturulursa aynı diğer sektörlerdeki sıçramayı biz de yazılım sektörü olarak gerçekleştiririz. Bir alana yapılan odaklanma, strateji ve planlama bir sektörü bir anda başka bir yere getiriyor.”

Barut, söz konusu Yerli Yazılım Strateji ve Gelişim Merkezi modelinin oluşturulması halinde sektörün daha çok sahiplenilerek, mevzuat ve regülasyonlarda daha hızlı hareket edilebileceğini, ihracatta da sıçrama yakalanabileceğinin altını çizdi. Barut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de sektörü doğru stratejilerle yönlendirebilir ve yönetebilirsek, teşvik ve destekleri daha da odaklı geliştirirsek, girişimci yatırımcı ekosistemini genişletebilirsek ve de ihracata yoğunlaşabilirsek önemli fırsatlar yakalarız.

Bu alanda hem bireysel girişimcilerimizin, hem de şirketlerin yurt dışına iş yapıp ihracat yapmaları gibi fırsatlarımız var. Dünyada yazılımın, uzaktan yönetilebilme ve geliştirilebilmesi imkanlarıyla hızlı üretim sağlanabiliyor. Şirketler bazında da dünyada hizmet verecekleri ciddi fırsatlar, projeler var.

Son yıllarda gelişen ve büyüyen sanayimizle ciddi birikimler ve tecrübelere de sahip bir ülke konumuna gelmiş durumdayız. Bizim hesaplarımıza göre, hızlı hareket edersek ihracatımızı 20 milyar dolara çıkarabiliriz. Bilişim, Yazılım, Oyun Yazılımları ihracatımız 2022’de 2.6 milyar dolar seviyesinde, 2023 Mayıs itibariyle ise 1.1 milyar dolarlık ihracatımız söz konusu. 2023 yılı tahminimiz ise yaklaşık 3 milyar dolar.

Ancak bu rakamlar yazılım, bilişim hizmetlerinin devlet tarafında kayıtlı resmi verileri. İhracat bildirimi yapılmadan yapılan ihracat rakamları, her türlü donanımlarla (araç, ekipman, otonom sistemler, iha siha vb) içerisinde yer alan (gömme) yazılımlara ait ihracat rakamları, yurtdışına uzaktan hizmet karşılığı çalışanların da döviz girdilerini ihracat kapsamına alırsak bilişim ve yazılım ihracatımızın 5 milyar doları zorladığını düşünmekteyiz.”

“Uzaktan çalışmayı kalıcı hale getirelim”

Türkiye’de teknopark sayısının 100’e ulaştığını ve teknoparklar dahil, ülke genelinde yaklaşık 20 bin civarı bilişim, yazılım alanında faaliyet gösteren şirket, girişim olduğunu söyleyen Barut, sektörün gelişmesi ve ihracatının artırılması için uzaktan çalışmanın yazılım geliştiricilere özel bir statüye dönüştürülerek kalıcı hale getirilmesini, bu minvalde desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Barut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yazılım sektörünü teknoparklarda çalışmaya zorlamayalım. Bu konuda hazırlanan düzenleme çok faydalı oldu, sektör bunun uzatılıp kalıcı hale getirilmesini bekliyor. Dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir işe projeye yönelik geliştirme yapabilmekteyiz.

Bu şekilde Anadolu’dan bilişimciler yetiştirip, istihdama katkı sağlayabiliriz. Daha kapsamlı, geniş ve vizyoner düşünüp, ülkenin ayak basılan her yerini Ar-Ge ve ÜrGe alanları olarak düşünmeliyiz. Böylelikle kapsamlı bir verimlilik sahası üretmiş oluruz. Türkiye’nin bütün köşelerinden ArGe, Ür-Ge ve ihracat yapabilecek potansiyelimiz var. Türkiye’nin dört bir alanı yazılım Ar-Ge ve Ür-Ge alanı olmalı.”

“AB’nin 20 milyon bilişimciye ihtiyacı var”

Avrupa Birliği’nin 6 milyon civarında bilişimci, yazılımcısı olduğuna ve 2030 yılına kadar da 20 milyon bilişimciye ulaşma hedefi olduğuna işaret eden Ertan Barut, Türkiye’de ise 500 bine yakın bilişimci olduğuna işaret etti.

Bu noktada gençlerin yetiştirilmesinin önemine dikkati çeken Barut, sektördeki ihtiyacı şu sözlerle özetledi: “Türkiye’yi, AB’nin bir parçası olarak görüyoruz. Biz genç potansiyelimizle daha fazla bilişimci yetiştirmeliyiz. Telekom uzmanından yazılım uzmanına, sistem, donanım mühendislerine, kodlamadan siber güvenliğe kadar ve de açık kaynak yazılım alanında, ülke olarak önümüzde fırsatlar var.

Bu pencereden baktığımızda 1 milyon bilişimci daha yetiştirmemiz gerektiği görülüyor.” Dünyada siber savaşların gündemde olduğuna işaret eden Barut, “İnsansız uçakların olduğu bir dünyada bizim de güçlü siber güvenlik ordularına ihtiyacımız var. Hızlıca yazılım dünyasına hakim, nitelikli bilişim uzmanları, mühendisler, yazılımcılar yetiştirmeliyiz.”

Yazılım sektörünün fotoğrafını çeken bir envanter projesi üzerinde çalıştıklarını açıklayan Barut, “Türkiye’nin bilişim ihracatını, firmalarını, çalışan sayısını, üretim kapasitelerini, standartlarını, yoğunlaştıkları Ar-Ge ve Ür-Ge alanlarını ortaya koyan verilere acilen ihtiyacımız var. Bunun için de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla birlikte kapsamlı bir envanter projesi üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu.

Yazılımcılar 10 bin $’lık maaşı yurtdışında 10’a katlayabiliyor

Türkiye’de yetişmiş yazılımcıların yabancı ülkelerin de radarına girdiğini ve bu noktada hızlı bir beyin göçünün de yaşandığına işaret eden Ertan Barut, teşvikler ve sübvansiyonlarla bu göçün önlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’de ücretlerin en düşük 1000 dolar civarında olduğuna işaret eden Barut, bu rakamın niteliğe, uzmanlığa, bildiği yazılım dili, veri tabanı uygulamalarına, işin stratejik konumuna ve hitap ettiği pazarına göre 5-10 bin dolara kadar çıktığını vurguladı.

Dünya ölçeğinde ise büyük firmaların en az 3 katı yüksek ücretler ödediğine işaret eden Barut, “20 – 100 bin dolar arası aylık ücretler bile niteliğe ve uzmanlığa göre söz konusu olabiliyor. Türkiye’de, uzaktan çalışmayla İngiltere, Hollanda, Almanya, İsveç gibi ülkelerden, Kanada, Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda’dan yazılımcılara galen talepler gençlerimizi cezbediyor. Oyun üretiyor, yazılım geliştiriyor ya da kritik siber güvenlik alanında hizmetler sunuyorlar.

Bir yandan da hem yurtiçi hem de yurtdışı beyin göçüne aracılık eden şirketler de çoğalmaya başladı. Yurtiçi firmalar arası ya da yurtdışı transferler, hem ücretleri yükseltiyor, hem de firmaların dengesini bozuyor. Yazılımcı göçünden dolayı da sektörde nitelikli uzmanlara daha fazla ihtiyaç doğuyor. Bu nedenledir ki uzaktan çalışmanın kalıcı hale gelip genişletilmesini ve teknoloji geliştirme bölgelerindeki mevzuatlar çerçevesinde destekler ve teşviklerle, beyin göçünün önüne geçebileceğimizi öngörmekteyiz.”

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

KADIN ETKİ RAPORU LOJİSTİK SEKTÖRÜNE IŞIK TUTACAK

Yayınlanma tarihi

-

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, lojistik sektöründe kadın istihdamının etkilerini ortaya koyacak “Kadın Etki Raporu” çalışmalarında verimli sonuçlar elde etmek için “Kadın Çalışan Etkisi Hakkında Anket”i lojistik sektörüne sunuyor.

UTİKAD üyesi firmaların kadın çalışanlarından ve yöneticilerinden oluşan UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu (KLOG), kurulduğu 2021 yılından bu yana aktif olarak çalışmalarına devam ediyor. Başta Mentor – Mentee Projesi olmak üzere sektöre farklı bakış açıları kazandırmayı hedefleyen faaliyetleriyle ön plana çıkan UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu” ile bu sene lojistik sektöründeki kadın çalışanların etkisini ortaya koymaya hazırlanıyor.

“KARAR VERME SÜREÇLERİNDE KADINLARIN POZİTİF DEĞERLERİNİ ORTAYA KOYABİLECEKLERİ ŞİRKET YAPILARININ SAYISINI ARTIRMAYI AMAÇLIYORUZ”

UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu Koordinatörü Aslı Malay Tuncer, “2021 yılında Ayşem Ulusoy’un başkanlığında kurulan Kadın Lojistikçiler Odak Grubu’nun 2024 projeleri arasında en çok önemsediklerimizden biri “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu”. Çünkü “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu”ndaki analizlerle lojistik sektöründeki kadın çalışanların önündeki bariyerleri azaltmak, kadınların ulusal ve uluslararası teşvik ve desteklerden yararlanmalarını sağlamak ve yönetim kademesinde kadın istihdamını artırarak karar verme süreçlerinde kadınların pozitif değerlerini ortaya koyabilecekleri şirket yapılarının sayısını artırmayı amaçlıyoruz.” dedi.

“KADIN ÇALIŞANLAR İÇİN HER KADEMEDE ÇALIŞMA ŞARTLARI İYİLEŞTİRİLMELİ”

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü’nün Ağustos ayında yayınladığı “Çalışma Hayatı İstatistikleri Aylık E-Bülteni”ne göre ülkemizde 32.522.000 kişi istihdam ediliyor. Erkeklerde işgücüne katılım oranı yüzde 72,4 iken kadınlarda bu oran yüzde 36,7 olarak karşımıza çıkıyor. İstihdam oranlarında da erkeklerin kadınlara yaklaşık 2 katı oranla önde olduklarını görüyoruz. Erkeklerde istihdam oranı yüzde 66,9; kadınlarda istihdam oranı yüzde 32,1. Söz konusu bültendeki bir başka veride zorunlu sigortalı olanlarda erkeklerin oranı yüzde 66, kadınların oranı ise yüzde 34 olarak belirtiliyor. Bu istatistikler her ne kadar genel iş ortamını yansıtsa da lojistik sektörünün de erkek egemen bir sektör olduğunu varsaydığımızda, lojistik sektöründe de benzer bir sonuçla karşılaşacağımızı belirten UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu Koordinatörü Aslı Malay Tuncer, “Kadın çalışanlar lojistik sektöründe beyaz yakalı pozisyonlarda yer alma imkanı bulabiliyorlar. Ancak belli bir kademeden sonra cam tavan dediğimiz sınırlarda kalıyorlar, kadınların yönetim kademesinde ve şirketlerin C-Level pozisyonlarında, karar verici mercilerdeki sayılarını artırmak istememiz kadar, lojistik sektöründe sahada çalışmak isteyen özellikle liman sahalarında görev almak isteyen birçok kadın çalışan da var. Dolayısıyla kadın çalışanlar için her kademede çalışma şartlarının iyileştirilmesi, eşitlikçi ve gelişime açık bir sektör ortamı oluşturmak da oldukça önemli.” diye konuştu.

“KADIN ÇALIŞAN ETKİSİ HAKKINDA ANKET”

UTİKAD, Lojistik Sektörü Kadın Etki Raporu çalışmaları kapsamında İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ebru Demirci’den destek alıyor. Prof. Dr. Ebru Demirci tarafından hazırlanan “Kadın Çalışan Etkisi Hakkında Anket” Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu’nda lojistik işletmelerinde görev yapan çalışanların profilleri ile görev yaptıkları işletmelerin performansları arasındaki ilişkiyi incelemek üzere tasarlandı.

UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu Koordinatörü Aslı Malay Tuncer, “KLOG olarak 150’nin üzerinde grup üyemizle birlikte sektördeki kadın gücünü, sektöre getirdiği farklılıkları paylaşmaya ve yeni nesil lojistisyenlere bu bilinci yerleştirmeye çalışıyoruz. 2022 yılında hayata geçirdiğimiz Mentor-Mentee Projesi ile grup üyemiz olan üst düzey mevkilerde görev yapan 15 kadın yönetici, 15 kız öğrenci ile eşleşerek staj dönemleri boyunca birebir çalışma imkanı bulmuştu. Bu dönemde de bu projemizin ikincisini gerçekleştireceğiz. KLOG olarak Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu sonrasında en heyecan duyduğumuz projelerimizden biri olan Mentor-Mentee Projesi ile de sektöre yeni adım atacak kadın çalışanları destekliyoruz.” dedi.

Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu’nun Prof. Dr. Ebru Demirci’nin katkılarıyla hazırlanmasının ardından kamuoyu ile paylaşılacağını belirten Aslı Malay Tuncer, “Raporun sağlıklı ve verimli sonuçlar ortaya koyabilmesi için lojistik sektöründe faaliyet gösteren tüm firmalarımızı anketi yanıtlamaya davet ediyorum. Ankete katılmak ve katkı vermek isteyenler UTİKAD ile iletişime geçebilirler.” diye konuştu.

Kadın Çalışan Etkisi Hakkında Anket için tıklayınız.

 

Devamını oku

Haber

Platform Günleri 2024 Sektörü Buluşturdu

Yayınlanma tarihi

-

PLATFORMDER’in ev sahipliğinde 19-21 Eylül tarihleri arasında Autodrom’da düzenlenen Platform Günleri 2024, sektörün önde gelen firmalarını bir araya getirdi. PLATFORMDER Yönetim Kurulu Başkanı Saruhan Günaydın, açılış konuşmasında etkinliğin büyüyen katılımcı talebine dikkat çekerek, gelecek yıl daha geniş bir alanda düzenlenmesi için çalışmalar yapacaklarını belirtti. Tuzla Belediye Başkan Yardımcısı Oğuzhan Dumlu ise Tuzla Belediyesi’nin gelecekteki organizasyonlara tam destek vereceğini açıkladı.


Etkinlik boyunca, firmalar ürün tanıtımları ve makinelerle ilgili demolar gerçekleştirdi. Yarışmalar ve interaktif etkinlikler ziyaretçilere keyifli anlar yaşattı. Sponsorluklar ve plaket töreni ile sektör firmaları onurlandırıldı. Bir diğer gelişme de beşinci Platform Günleri’nin 18-20 Eylül 2025 tarihlerinde yapılacağının duyurulması oldu.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Platform Günleri 2024, İstanbul’da Sektörü Buluşturdu

Yayınlanma tarihi

-

Personel Yükseltici Platform sektörünün Türkiye’deki buluşma noktalarından biri haline gelen Platform Günleri, 19-20-21 Eylül 2024 tarihlerinde İstanbul Tuzla’daki Autodrom İstanbul tesislerinde başarıyla gerçekleştirildi. PLATFORMDER’in ev sahipliğinde ve Hybrid İletişim’in organizasyonuyla düzenlenen bu etkinlik, sektördeki tüm paydaşları bir araya getirmeyi hedefledi.

 

Üç gün boyunca üretici firmalar, distribütörler, kiralama şirketleri, finans kuruluşları, destek ürün ve hizmet sağlayıcıları ile nihai kullanıcılar, İstanbul’da sektöre yön veren en yeni teknolojileri ve iş fırsatlarını tartışma imkanı buldu. Yoğun katılım gösterilen etkinlik, sektörün Türkiye’deki ve küresel anlamdaki nabzını tuttu.

 

Uluslararası Platform Federasyonu (IPAF), bu yıl da etkinliğin Uluslararası Resmi Destekçisi olarak önemli bir rol üstlendi. IPAF’ın platformların güvenli ve verimli kullanımı konusunda sunduğu rehberlik ve eğitim fırsatları, katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü. IPAF ve Platformder arasındaki iş birliği, bu organizasyonun uluslararası arenadaki önemini bir kez daha pekiştirdi.

 

Sektördeki yeni iş birliklerinin, teknolojik yeniliklerin ve geleceğe yönelik stratejilerin paylaşıldığı Platform Günleri 2024, güçlü bağlantılar kurmak isteyen sektör profesyonelleri için kaçırılmayacak bir fırsat sundu ve bir kez daha başarıyla tamamlandı.

Devamını oku

Trend olan