Takip Edin

Sektörel Gündem

Toksik çalışma kültürü alarm veriyor

Yayınlanma tarihi

-

Eleman.net

Ülkemizin mavi yaka ve ara kademe pozisyonlarda en büyük dijital istihdam platformu Eleman.net, 2 bin 371 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği ‘toksik çalışma kültürü’ anketinin sonuçlarını açıkladı.

Anket; son yıllarda çalışanların işten ayrılmasında en büyük etkenlerden olan toksik çalışma kültürü ve bunun sebepleri üzerine önemli verileri ortaya koydu.

Eleman.net, günümüzde çalışanların işten ayrılmasında önemli etkenlerin başında gelen toksik çalışma kültürü üzerine bir anket gerçekleştirdi. Ankette sorulan; “Çalıştığınız şirkette toksik, zorba iş arkadaşlarınız ve yöneticileriniz olduğunu düşünüyor musunuz?”, “Toksik çalışanlar ve yöneticiler sizin işinizi yapmanızı nasıl etkiliyor?”, “Size göre şirketlerde en fazla kim toksik iş ortamını yaratıyor?”, “Çalışma arkadaşlarınızdan çoğunun motivasyonsuz ve işini sevmeyerek çalıştığını düşünüyor musunuz?”, “Bulunduğunuz departmanda sürekli bir çalışan sirkülasyonu var mı?”, “Şirketinizde iletişim eksik mi?” sorularına farklı sektör ve meslek gruplarından binlerce çalışan oy kullandı. Çalışanların toksik iş ortamlarının yaratılmasında en büyük şikayeti ise yöneticiler oldu.

 

“Toksik çalışanlar ekip ruhunu bozuyor”
İş süreçlerinin sürdürülebilir ve verimli olmasında çalışma ortamları büyük önem taşıyor. Çalışanların ve yöneticilerin toksik iletişim kurduğu çalışma ortamları ise negatif bir ortama zemin hazırlayıp verimliliği ve motivasyonu düşürürken aynı zamanda işten ayrılmalara da neden oluyor. Eleman.net bu doğrultuda hazırladığı ankette “Çalıştığınız şirkette toksik, zorba iş arkadaşlarınız ve yöneticileriniz olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna çalışanların yüzde 44,6’sı ‘Evet’ cevabını verirken, yüzde 40’ı ‘Hayır’, yüzde 15,4’ü de ‘Fikrim yok’ yanıtını verdi.  Ankette yer alan “Toksik çalışanlar ve yöneticiler sizin işinizi yapmanızı nasıl etkiliyor?” sorusuna ise çalışanların yüzde 32,5’i ‘Bir etkisi olmuyor’, yüzde 22,2’si ‘Daha az çalışma isteği duyuyorum’, yüzde 20,5’i ‘Yeni bir şeyler üretme isteğim azalıyor’, yüzde 19,8’i ‘Sürekli yeni iş imkanları bakıyorum’ cevabını verirken yüzde 5’i de ‘İşimi tamamlamak istemiyorum cevabını verdi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Eleman.net CEO’su Murat Günay “Toksik davranışlar her zaman için problemleri doğuruyor. Özellikle son yıllarda giderek artan toksik davranış kültürü iş yaşamını önemli derecede etkiliyor. Bir yandan ekip ruhunu bozması, diğer yandan motivasyonu ve verimliliği düşürmesi, işlerin yetişmemesine, çalışanların memnuniyetsiz olmasına, iş yapma heveslerinin düşmesine ya da yeni fırsatları değerlendirerek işten ayrılmalarına neden oluyor. Bu durumun en negatif etkisi, yüksek öneme sahip çalışanların işten ayrılması olarak şirketlere yansıyor” dedi.

Toksik çalışma ortamını yöneticiler yaratıyor
Çalışanların işten ayrılma nedenlerine dair önemli veriler sunan anket, çalışanların ‘toksik çalışma kültürü’ konusunda en büyük şikayetin yöneticiler olduğunu da ortaya koydu. “Size göre şirketlerde en fazla kim toksik iş ortamını yaratıyor?” sorusunu yanıtlayan çalışanların yüzde 33’ü ‘Yöneticiler ve müdürler’, yüzde 25’i ‘Çalışma arkadaşları’, yüzde 20’si ‘Hiçbiri’, yüzde 15’i ‘Hepsi’, yüzde 7’si de ‘Direktörler ve genel müdürler’ cevabını verdi. Yöneticilerin ekip ruhunu canlandırmada ve sağlıklı iş ortamlarının hazırlanmasında önemli rolleri olduğuna değinen Günay, “Toksik çalışma kültürü sadece çalışanların işten ayrılmalarına sebep olmuyor aynı zamanda şirketlere önemli bir finansal yük de getiriyor. Yaşanan sirkülasyonda tekrar yeni bir çalışanın aranması, bulunması ve işe alındıktan sonra süreçlere adapte olması derken verimlilik düşüşü ve doğal olarak şirket karlılığı da düşüyor. Bu nedenle şirketlerin yönetici seçimlerinde ‘iletişim’ yönü kuvvetli, toksik davranışlardan uzak yöneticileri seçmeye önem vermeleri gerekiyor. Aynı zamanda yöneticilerin de çalışma ortamlarında memnuniyetsiz tavırları olan, arkadaşlarının motivasyonunu düşüren ve iş süreçlerinin aksamasına neden olan çalışanlar yerine ekip çalışmasına uyumlu, motivasyonu yüksek çalışma arkadaşları ile devam etmeleri sürdürülebilir çalışma ortamları için önem taşıyor” dedi.

Çalışanlar motivasyona ihtiyaç duyuyor

Eleman.net’in çalışanlara motivasyon odaklı yönelttiği “Çalışma arkadaşlarınızdan çoğunun motivasyonsuz ve işini sevmeyerek çalıştığını düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 53’ü ‘Evet’, yüzde 25,3’ü ‘Hayır’, yüzde 21’i de ‘Fikrim yok’ yanıtını verdi. İşten ayrılmalar üzerine sorulan “Bulunduğunuz departmanda sürekli bir çalışan sirkülasyonu var mı?” sorusuna verilen yanıtların yüzde 54’ü ‘Evet’, yüzde 26’sı ‘Hayır’, yüzde 20’si ise ‘Fikrim yok’ olurken; “Şirketinizde iletişim eksik mi?” sorusuna verilen yanıtların yüzde 46’sı ‘Evet’, yüzde 38’i ‘Hayır’, yüzde 16’sı ise ‘Fikrim yok’ oldu. Sirkülasyon ve motivasyon konularının önemli olduğu ve şirketlerin üzerine eğilmesi gerektiğinin altını çizen Eleman.net CEO’su Murat Günay, “Anketimiz çok önemli verileri ortaya koydu. İnsanların motivasyonsuz ve işini sevmeyerek yapması aynı zamanda işlerine devam etmemelerinde önemli bir paya sahip. Bu nedenle şirketlerin sadece toksik olmayan ortamlar yaratmaya değil aynı zamanda motivasyon artıcı çalışmalara da odaklanması gerekiyor. İş yerleri çalışanlarına ne kadar pozitif çalışma olanakları sunarsa bu doğrultuda işten ayrılma sirkülasyonu da azalacaktır” dedi.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

Servet Coşkun Deneyimi ve Garantisi ile “COSKUN-SUNHUNK”

Yayınlanma tarihi

-

41 yıllık tecrübesiyle sektöre önemli bir ivme kazandıran Servet Coşkun Vinç, ağır kaldırma ve kiralama hizmetlerinin yanı sıra güçlü makinelerle 2024 yılında sektördeki konumunu daha da güçlendirdi. Şirket, kiralama parkurunu sürekli geliştirerek makine parkuruna yeni ve modern ekipmanlar ekliyor.

1984 yılında Ümraniye Tepeüstü’nde kurulan Servet Coşkun Vinç, köklü geçmişiyle güvenilir bir vinç tedarikçisi olarak öne çıkıyor. Vinç kiralama hizmetleriyle başladığı yolculuğunda, bugün Türkiye, Avrupa ve Kuzey Afrika pazarlarına hizmet verecek şekilde kapsamını genişletmiş durumda.

Servet Coşkun Vinç, 2024 yılından itibaren Çin’in dünya çapında tanınan markası Sunhunk’un Türkiye temsilcisi olarak ürün yelpazesini genişletiyor. Şirket, “COSKUN-SUNHUNK” adıyla yeni bir marka ve şirket çatısı altında faaliyetlerine devam ediyor.

Yönetim Kurulu Başkanı Servet Coşkun, sektöre giriş nedenlerini ve şirketin büyüme hikayesini anlattı:

“41yılı aşkın süredir sektörün içerisindeyiz. Kardeşim Sedat Coşkun ile birlikte, babamızın vefatının ardından firmamızı daha iyi bir konuma getirmek için büyük bir mücadele verdik. Almanya’da aldığımız eğitimler ve disiplinli bakış açısı, işletmemizin temel unsurlarından biri haline geldi. Bugün piyasada birçok projede tonajlı vinçler kullanılmaya başlandı. Biz de kiralama firması olarak makine alımlarında titiz davranmayı tercih ediyoruz.

Ziyareti Sunhunk yetkilileriyle bir araya geldik ve fabrikalarını, AR-GE çalışmalarını, üretim sahalarını ziyaret ettik. Kullanılan komponentler ve teknolojiye dayalı üretimleri bizi oldukça memnun etti. Firma olarak en çok önem verdiğimiz konu ise iş güvenliği; bu prensibimizden asla taviz vermedik. Sağlam ve güçlü makinelerle parkurumuzu sürekli yeniliyoruz.”

Sunhunk Katlanır Bomlu Vinçler

Servet Coşkun, projelerde kullanılmak üzere 120 ton ve 160 ton kapasiteli Sunhunk katlanır bomlu vinçlerini getirdiklerini ve bu vinçler için satış ve satış sonrası teknik hizmetleri de organize ettiklerini belirtti. Ayrıca bu makinelerin 55 metreye kadar dikey çalışma kapasitesine sahip olduğunu ifade etti.

Coşkun, 2025 yılında 285 tonluk ve 830 ton/metre kapasiteli vinçlerin de Türkiye’ye getirileceğini belirterek, bu yeniliklerin sektör için büyük bir adım olduğunu vurguladı.

COSKUN-SUNHUNK ile Güçlü Gelecek

“Çin’de üretilen en kaliteli katlanır bomlu vinçler, Türkiye ve Avrupa pazarında önemli bir yer edinecek. COSKUN-SUNHUNK markamızla, sektördeki liderliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz,” dedi.

 

 

Devamını oku

Sektörel Gündem

SİF İŞ Makinaları JCB ile Ortaklığın 50. Yılını Kutladı

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’nin önde gelen iş makinaları firmalarından SİF İş Makinaları, JCB ile 50 yıllık ortaklığını ve sektördeki 68. yılını Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenlenen görkemli bir etkinlikle kutladı. Geceye, İngiltere Başkonsolosu Kenan Poelo, STFA Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Adnan Nas, SİF Yönetim Kurulu Başkanı Alp Taşkent, JCB Yönetim Kurulu Üyesi George Bamford, JCB CEO’su Graeme Macdonald, JCB yüksek düzey yöneticileri, SİF çalışanları, müşteriler ve basın mensupları katıldı.

İşbirliğinin 50. Yılına Vurgu

Açılış konuşmasını yapan STFA Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Nas, 50 yıllık bu ortaklığın özgün değerlere ve karşılıklı güvene dayandığını belirtti. Nas, şu ifadeleri kullandı: “SİF İŞ Makinaları olarak, Türkiye’de 50 yıldır JCB’nin distribütörü olmaktan gurur duyuyoruz. Bu ortaklık sayesinde, sektöre önemli katkılar sağladık ve sağlamaya devam ediyoruz. Müşterilerimize değer yaratma felsefesi, başarımızın temelini oluşturuyor.”

Etkinlikte bir video mesajla yer alan JCB Yönetim Kurulu Başkanı Lord Anthony Bamford, Türkiye pazarındaki zorlu şartlara rağmen SİF-JCB işbirliğinin büyümeye devam ettiğini belirtti ve şu sözlerle mesajını sonlandırdı: “Doğum günün kutlu olsun, nice başarılı yıllara SİF JCB!”

Müşteri Odaklı Hizmet Anlayışı

JCB CEO’su Graeme Macdonald ise etkinlikteki konuşmasında, SİF’in müşterilerine yakın olma stratejisiyle sektörde fark yarattığını vurguladı. Macdonald, “Kilometre taşları kutlanmalıdır. Elli yıllık başarı, her şirketin gurur duyacağı bir dönüm noktasıdır,” dedi.

SİF İŞ Makinaları Genel Müdürü Hayati Kösoğlu da, şu anda yurt geneline yayılmış 8 merkez ve toplamda 32 servisle müşterilere hizmet verdiklerini belirtti. Kösoğlu, JCB markasının Türkiye’de kazıcı-yükleyici ve teleskobik yükleyici segmentlerinde lider olduğunu söyledi.

Yenilik ve Sürdürülebilirlik Vurgusu

1945’te kurulan JCB, dünyanın lider iş makinesi üreticilerinden biri olarak öne çıkıyor. Elektrikli ve hidrojenli makinalara yaptığı yatırımlarla sürdürülebilirliğe katkı sağlayan şirket, Guinness Rekorlar Kitabına giren en hızlı dizel motor gibi teknolojik başarılara imza attı.

SİF İŞ Makinaları da 68 yıllık deneyimiyle JCB’nin global gücüyle yerel pazar bilgilerini birleştirerek, önümüzdeki dönemde pazar payını artırmayı ve sektöre yön vermeyi hedefliyor.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Savuma Sanayisinin Milli Lastikleri TEKNOFEST’te Sergilendi

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’nin önde gelen lastik üreticilerinden Petlas, 2-6 Ekim tarihlerinde Adana’da düzenlenen TEKNOFEST’te Türkiye savunma sanayisine özel olarak ürettiği lastikleri görücüye çıktı. Festivalin bronz sponsorluğunu da üstlenen Petlas’ın Kamu İhale Satış Müdürü Ümit Berber, “Savunma araçlarımızın yerlileştirilmesi programı kapsamında milli hava araçları KAAN, KIZILELMA, AKINCI, TB2, TB3, HÜRJET, HÜRKUŞ ve GÖKBEY için ürettiğimiz lastiklerimizi TEKNOFEST’te sergiledik. Savunma araçlarımızın güçlendirilmesinde milli bir bilinçle ve hassasiyetle çalışıyoruz” dedi.

Milli teknolojinin geliştirilmesinde kritik rol oynayan birçok kuruluşun paydaşlığıyla düzenlenen Türkiye’nin ilk ve tek havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST, 2-6 Ekim tarihlerinde Adana’da yüzbinlerce ziyaretçiyle buluştu. Gökyüzünde görsel bir şölene imza atan hava gösterileri, simülasyon deneyim alanları, sergiler, gösteriler, konserler ve bilim atölyeleri ile teknoloji dolu bir dünyaya festival ev sahipliği yaptı.  Son yıllarda dünya kamuoyunda da övgüyle bahsedilen Türkiye’nin milli askeri hava araçları KAAN, KIZILELMA, AKINCI, TB2, TB3, HÜRJET, HÜRKUŞ ve GÖKBEY için özel proje kapsamında yüzde 100 yerli Ar-Ge, teknoloji ve işgücü ile Petlas tarafından Türkiye’de üretilen lastikleri TEKNOFEST’te büyük beğeni topladı.

 “Milli savunma sanayimizi sürekli geliştirmek zorundayız”

Türkiye’nin savunma sanayisinin millileştirilmesine yönelik üstlendikleri sorumluluğa değinen Petlas Kamu İhale Satış Müdürü Ümit Berber, “Dünyamızın ve bölgemizin son dönemde yaşadıklarına bakınca savunma sanayimizin milli olmasının önemi çok daha fazla belirginleşiyor. Milli Teknoloji Hamlesi için yola çıkmış, öncelikle Türk gençliğinde, toplumun diğer tüm fertlerinde ortak ideal ve heyecan ile bu ülkenin gücüne ve geleceğine olan inancın, artık büyük bir seferberlik ruhuna taşınmış olduğunu görüyoruz. Bu doğrultuda teknolojik ürünlerin ve gelişim süreçlerinin toplumla paylaşılması, toplumun bu sürecin öznesi haline getirilmesi ve bu farkındalığın yaratılması, yaygınlaştırılması için bizler de PETLAS olarak geçmişte olduğu gibi bugün de milli teknolojilerin geliştirilmesinde doğru yerde durmaya devam ediyoruz” dedi. 

Devamını oku
Reklam hba.com.tr

Trend olan