Enerji Projeleri
SOCAR Türkiye ve Siemens’ten Güçlü İş Birliği: Petkim’in Enerji Altyapısı Modernize Edildi

Siemens Türkiye ve SOCAR Türkiye, Petkim’in enerji altyapısının modernizasyonu için 2017 yılında bir iş birliğine adım atmış, 2021 yılında ise 5 yıllık bir anlaşma gerçekleştirmişti. Proje kapsamında, 2017’den bu yana toplam 18 fabrikanın modernizasyonu ve elektrik altyapısı tamamlandı.
Siemens Türkiye ve SOCAR Türkiye’nin ortaklaşa yürüttüğü proje, Petkim’in Aliağa’daki 15 ana tesisinde gerçekleştirilen enerji altyapısı değişimi ile başlayıp, toplamda 18 fabrikanın modernizasyonunu içeren bir süreçle tamamlandı. Bu süreçte, yaklaşık 150 Orta Gerilim (OG) panosu değişimi, alçak gerilim panoları ve SCADA sistemlerinin yenilenmesi gibi önemli adımlar atıldı. Siemens’in mühendislik ve dijitalleşme alanındaki global tecrübesi, projeye sağlanan güveni pekiştirdi.
Ayrıca, 2024 yılında Siemens Türkiye ve SOCAR Türkiye iş birliğiyle petrokimya sektöründe ilk kez hayata geçirilen Petkim Electrical Health Check projesi kapsamında, Petkim’in elektrik sistemleri detaylı şekilde analiz edilerek gelecekteki yatırım ihtiyaçları belirlendi. Bu kapsamda yapılan analizler, modernizasyon sürecine yön vererek altyapının daha güvenli ve verimli hale getirilmesini sağladı.
Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlikte Öncü Adımlar
Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, projeye ilişkin olarak; “SOCAR Türkiye ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, Petkim’in enerji altyapısının modernize edilmesinin yanı sıra sürdürülebilirlik ve dijitalleşme yolunda bugüne kadar attığı önemli adımlara katkı sağladı. Dijital dönüşüm süreçleriyle birlikte, SOCAR Türkiye’nin üretim verimliliği daha da artarak çevresel etkiler azaltıldı” dedi. Siemens Türkiye Elektrifikasyon ve Otomasyon Birimi Ülke Yöneticisi Cengiz Bozbey ise şunları söyledi; “60 yıldır faaliyet gösteren tesislerde, doğal olarak zamanla modernizasyon ihtiyacı doğmaktadır. Özellikle enerji altyapısının yeni ihtiyaçları, günümüz koşullarına göre üretim kayıplarının ve çevresel risklerin bertaraf edilmesi gerekliliği bu iş birliğinin temelini oluşturdu. Dijitalleşmenin sektörü yeniden şekillendirdiği günümüzde, SCADA sistemlerimiz ve modern enerji çözümlerimizle, Petkim’de gerçekleştirdiğimiz çalışmalar sayesinde verimlilik, iş sağlığı ve güvenliği standartlarının artırılmasının yanı sıra Siemens teknolojileriyle, SOCAR Türkiye’nin petrokimya üretim süreçlerinin daha akıllı ve güvenilir hale getirilmesine katkı sağladık” diye konuştu.
Birlikte Büyüyen ve Geleceği İnşa Eden Ortaklık
Proje sürecinde Siemens, SOCAR Türkiye’nin grup şirketlerinden Petkim’in enerji altyapısının her aşamasında katkı sağladı. Siemens, teknolojik çözümleriyle enerji kayıplarını minimize ederek güvenliği artırırken, tüm süreçlerde iş sağlığı ve güvenliği standartlarına özen gösterdi. Bu süreçte toplamda 500’ü aşkın personel sahada çalışarak projeye katkı sundu.
İş birliğine yönelik olarak bir açıklamada bulunan SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanı ve Petkim Genel Müdürü Kanan Mirzayev ise; “Türkiye’nin en büyük entegre endüstri grubu SOCAR Türkiye bünyesindeki grup şirketlerimizden Petkim ile Siemens sürdürülebilir bir iş birliğine imza attı. Türkiye’nin ilk ve tek entegre petrokimya şirketi olan Petkim ile yaklaşık 60 yıldır sanayinin vazgeçilmez hammadde tedarikçisi olmanın yanı sıra, çevre dostu üretim süreçlerimiz ve enerji verimliliği yatırımlarımızla da sürdürülebilir kalkınmayı destekliyoruz. Siemens ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, bu vizyonun en güzel örneklerinden biri oldu. Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme yolculuğunda birlikte attığımız adımlar, yalnızca iki şirket için değil, tüm sektör için örnek teşkil etmektedir.” diye konuştu.
Enerji Projeleri
TÜRKİYE RÜZGÂRDA 14.000 MW SINIRINA DAYANDI

TÜREB’in açıkladığı 2024 Türkiye Rüzgar Enerjisi İstatistik Raporu’na göre, yıl sonu itibarıyla Türkiye’nin rüzgar enerjisi kurulu gücü 13.792,50 MWm’a ulaştı. Yalnızca 2024 yılında 1.310 MWm yeni kapasite devreye alındı. Türkiye, bu alanda Avrupa’da 6. sırada yer aldı.
TÜREB Başkanı Dr. İbrahim Erden, 2035 hedefinin 48.000 MW rüzgâr kapasitesi olduğunu vurgularken, özellikle depolamalı RES projelerinin hız kazandığını belirtti. Türkiye’de toplam 24.000 MW’ı aşan proje stoğu bulunuyor.
En yüksek kurulu güce sahip şehirler İzmir, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul ve Manisa olurken; depolamalı projelerde öne çıkan iller Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Antalya ve Eskişehir oldu.
Süper İzin Kanunu dışında pek çok mevzuat düzenlemesinin de 2024 yılı boyunca takip edildiğini dile getiren Erden; “Yenilenebilir projelerden yapı denetimin kaldırılması, orman izinlerinin sayısının azaltılması, TEA konusunda yeni bir protokol imzası ile süreçlerin hızlanması gibi olumlu adımları 2024 yılı boyunca takip ettik. Ümit ediyoruz ki kanunun da 2025 yılında yürürlüğe girmesi sonrası izin süreçlerinin de hızlı bir şekilde tamamlanabileceği depolamalı projeler, gelecekte yenilenebilir enerji entegrasyonunun daha verimli hale gelmesine büyük katkı sağlayacaktır. Bu kanun ve ilgili düzenlemeler, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşması açısından kritik bir dönüm noktası olabilir” açıklamasında bulundu.
Enerji Projeleri
TÜREB, WINDEUROPE 2025’Te “Türkiye Rüzgarıyla Sahadaydı” Dedirtti

Rüzgar enerjisi alanında dünyanın önde gelen etkinliklerinden biri olan WindEurope, bu yıl Türkiye açısından ayrı bir önem taşıdı.
Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB), ülkemizin rüzgar enerjisi kapasitesini uluslararası düzeyde tanıtmak amacıyla Danimarka’da gerçekleşen WindEurope 2025 etkinliğine 100’ü aşkın kişilik bir heyetle güçlü bir katılım sağladı. Kopenhag’da düzenlenen etkinlikte TÜREB’in organize ettiği özel oturum büyük ilgi gördü. “Türkiye Rüzgarında Yeni Dalga: Büyüme, Yatırım ve Küresel Rekabet” başlıklı oturum, birbirinden değerli konuşmacılarla, TÜREB Başkanı Dr. İbrahim Erden’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Sn. Zeynel Kılınç, Enerjisa Üretim CEO’su Sn. Mert Yaycıoğlu TÜREB Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve TPI EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Sn. Gökhan Serdar oturumda konuşmacı olarak yer aldı.
Sıfırdan 20 Bin İstihdama
TÜREB Başkanı Dr.İbrahim Erden, konuşmasında:
“Türkiye, kamu ve özel sektörler arasındaki güçlü iş birliğinin de etkisiyle, yirmi yıl önce sadece birkaç yüz megavattan bugün yaklaşık 14 GW’a çıkarak rüzgar enerjisinde kayda değer bir ilerleme gösterdi. İleriye baktığımızda, iddialı hedefimiz, Türkiye’nin küresel yenilenebilir enerji manzarasındaki önemli rolünü vurgulayarak 2035 yılına kadar 48 GW’a ulaşmak. Bugün, WindEurope 2025’te, Avrupa’nın ortak enerji vizyonuna olan sürekli bağlılığımızı vurgulayarak 100’ü aşkın katılımcıdan oluşan bir heyete gururla katılıyoruz. En önemlisi, Türkiye’nin 2028 yılında WindEurope Yıllık Etkinliğine ev sahipliği yapmak üzere adaylığını duyurmaktan mutluluk duyuyorum. WindEurope 2028’i İstanbul’da düzenlemek, Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında yenilenebilir enerji merkezi olarak stratejik konumunu vurgulayacak ve sektörümüzde iş birliğini, yenilikçiliği ve sürdürülebilir büyümeyi daha da teşvik edecektir” dedi.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Sn. Zeynel Kılınç Türkiye’nin halen önemli ölçüde dışa bağımlı olduğunu belirten Kılınç, bu durumu değiştirmek için daha fazla yerli üretim, daha fazla yatırım ve daha güçlü bir iş birliği ortamı gerektiğini ifade ederek Türkiye’nin enerji bağımsızlığına ulaşma konusundaki kararlılığını vurguladı.
“Zorlukları Yakından İzlediyoruz”
devletin bu alandaki vizyonunu yatırımcılarla paylaşma sürecinde aktif iletişim kurduklarını ve sektördeki zorlukları yakından izlediklerini belirtti. Bakanlıklar ve özel sektör arasındaki iş birliğinin artırılması gerektiğinin de altını çizdi.
“Büyüme Potansiyelinin Devlet-Yatırımcı Dengesinin Doğru Kurulmasına Bağlı”
TÜREB Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve TPI EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar, sektörün büyüme potansiyelinin devlet-yatırımcı dengesinin doğru kurulmasına bağlı olduğunu dile getirdi. Mevcut zorluklara ek olarak, makroekonomik dalgalanmaların küresel rekabet açısından yeni bir zorluk oluşturduğunu belirtti.
Türkiye’nin, Avrupa için güvenilir bir tedarik zinciri ortağı olduğuna dikkat çeken Serdar, bu güvenin devamı için Avrupa’daki partnerlerle daha yakın iş birliklerinin kurulması gerektiğini ifade etti.
Enerjisa Üretim CEO’su Mert Yaycıoğlu, uzun süren izin süreçleri, şebeke bağlantı zorlukları ve çevresel-sosyal etkiler. Bu sorunların aşılması için izin süreçlerinin hızlandırılması, yatırım süreçlerinin optimize edilmesi ve kamu desteğinin artırılması gerektiğini söyleyerek sektörün karşılaştığı en temel sorunlara dikkat çekti. Ayrıca, siber güvenlik konusunun rüzgar enerjisi sektöründe giderek daha kritik hale geldiğini vurgulayan Yaycıoğlu, dijitalleşme yatırımlarının hem bugün hem de gelecekte öncelikli olacağını ifade etti.
Enerji Projeleri
Rüzgar Endüstrisi 2.2 Milyar Dolara Ulaştı

KOPENHAG – Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) ve beraberindeki heyet, Danimarka’nın başkenti Kopenhag yakınlarında bulunan Middelgrunden deniz üstü rüzgâr enerjisi santralini ziyaret etti.
Kopenhag’ın 3,5 kilometre açığında, Oresund deniz yolu güzergahında yer alan santral, 2000 yılında inşa edildiğinde her biri 2 megavat gücünde olan 20 türbiniyle dünyanın en büyük deniz üstü rüzgâr çiftliği olarak kayıtlara geçmişti. Hâlen Kopenhag’ın elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 4’ünü karşılıyor.
“Türkiye’nin Rüzgâr Endüstrisi 2,2 Milyar Dolar Değere Ulaştı”
Santral gezisi kapsamında açıklamalarda bulunan TÜREB Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman, Türkiye’nin rüzgâr endüstrisinin 2,2 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını ve bu endüstrinin cirosunun yüzde 70’inin ihraç edildiğini vurguladı.
Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisi Daha Avantajlı
Daha yüksek üretim kapasitesi sunması nedeniyle deniz üstü rüzgâr enerjisinin avantajlı olduğunun altını çizen Yaman, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Denizüstü rüzgâr sadece enerji üretimi olarak görülmemeli. Bu alana yatırım yaparken tedarik zincirini oluşturma, know-how elde etme ve bu bilgiyi ihracata yönlendirme imkânı bulacağız. Şu an 2,2 milyar dolara ulaşan, cirosunun yüzde 70’ini ihraç eden bir karasal rüzgâr endüstrisi söz konusu. Aynı başarı deniz üstünde de elde edilebilir. Deniz üstü rüzgâr enerjisine gerekli destek sağlanabilirse çok ciddi bir sanayi oluşacak, önümüzdeki 10 yılda Avrupa’nın enerji dönüşümünde önemli rol oynayacak. Böylelikle Türkiye’nin cari açığını kapatmaya destek olacak bir sanayiyi tetiklemiş olacağız.”
Denizüstü Rüzgâr Projeleri İçin Marmara’da Çalışmalar Sürüyor
Yaman, Türkiye’de şu an için deniz üstü rüzgâr enerjisi projelerine ilişkin dört alanın belirlendiğini belirtti. Marmara Denizi’ndeki üç bölgede ölçümlerin başladığını ve bu bölgelerden iki alanın teknik analizler için uygun bulunduğunu aktardı.
“2026 Yılı İlk Çeyrekte Teknik Fizibiliteyi Tamamlamış Olacağız”
Gelecek yılın ilk çeyreği sonunda alanlara ilişkin teknik fizibilite için yeterli verinin toplanmasının hedeflendiğini dile getiren Yaman, şöyle devam etti:
“İklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede enerji sektörüne çok iş düşüyor. Deniz üstü rüzgâr enerjisi de önemli bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Türkiye olarak enerji kaynaklarını çeşitlendirme konusunda çalışmalar, deniz üstü rüzgâr enerjisi alanında da devam ediyor.”
-
1 Konu 1 Konuk4 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Özel Haber3 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Ağır Yük Taşıma Araçları4 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber5 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika4 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber4 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika5 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Sektörel Gündem4 yıl önce
Özbay Hidromekanik Yöneticisi Ertan Katık: Bir ömrü sektöre verdim