Takip Edin

Haber

Hedefimiz öğrenilmiş çaresizliği yıkmak

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, “Bizim dönemimizde dünyaya nam salacak bir teknolojiyi icat etme hayalini yaşayanlarla dalga geçilirdi. TEKNOFEST bu öğrenilmiş çaresizliği yıkmak, ülkemizin yüksek teknolojide büyük işler başarabileceğini göstermek için düzenleniyor” dedi.

Yayınlanma tarihi

-

Kerim ÜlKER

30 Ağustos’ta başlayan TEKNOFEST’e bu yıl 1 milyon öğrenci başvurdu. Dünyanın en büyük teknoloji organizasyonu olan Etimesgut Havalimanı’nda düzenlenen etkinliğin mimarı Selçuk Bayraktar. Teknofest Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanı sıra Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı olan Selçuk Bayraktar ile konuştuk.

“Bizim dönemimizde böyle dünyaya nam salacak bir teknolojiyi icat etme hayalini yaşayan ya da astronot olacağını söyleyen çocuklarla dalga geçilirdi. Bu yüzyıllardan beri süregelen kanımca kanıksanmış bir öğrenilmiş çaresizlik. Bir işi yapabilmek için önce onu yapabileceğine inanmak lazım. TEKNOFEST bu öğrenilmiş çaresizliği yıkmak, ülkemizin yüksek teknolojide büyük işler başarabileceğini göstermek için düzenleniyor” diyerek hedeflerini ve hayallerini anlattı.

DÜNYA Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Selçuk Bayraktar’ın hayat öyküsünü genel anlamda biliyoruz. Babası Özdemir Bayraktar’ın temelini attığı ağabeyi Haluk Bayraktar ile birlikte büyüttüğü Baykar’ın öyküsü aslında havacılık endüstrisi için oldukça önemli. Selçuk Bayraktar, “Çocukken babam beni ufak bir uçakla uçmaya götürmüştü. Teknofest’ten daha ufak bir etkinlikti.

Pilot olma hayalim işte o zaman başladı. Model uçaklarla tanıştım ufacık yaşta. Babam yurtdışında mühendislik yapmıştı. Sonrasında ülkemizin havacılık sanayini kurma hayalim oldu daha ileri yaşlarda” diyerek başlıyor anlatmaya.

Aslında hayalinin hayatının gerçeği haline gelmesi bana havayolu taşımacılığının babası olarak tanınan Trippe’yi hatırlattı. 1899 yılında doğan ABD’li Juan Trippe, henüz 9 yaşında babası Ernest Trippe ile bir havacılık gösterisinde uçakları görmüştü.

Üniversitede havacılık kulübünü kuran Trippe, uçakların ilk kez yurtdışına uçmasını hayal ediyordu. Önce Küba’ya posta taşımaya başladı. Ardından da insanları… Havayolu yolcu taşımacılığının Altın Çağı’nı Trippe, Colonial Airlines, Eastern Airlines, sonrasında ise Pan American Havayolları’nı kurarak başlatmış oldu.

“10 kişiyle başladık 3 bin 500’e kişiye ulaştık”

Gelelim kısa bir bilgiden sonra Bayraktar’ın hikayesindeki ilginç ayrıntılara… 10 kişiyle çıktıkları bu yolculukta Baykar Makine’nın şu anda 3 bin 500 kişiye ulaştığını söyleyen Bayraktar, her fikirden insanın Baykar’da buluştuğunu dile getiriyor.

Bayraktar, şöyle devam ediyor: “Daha sonra robot uçaklar yapma hayalim vardı. Ülkemizin ilk insansız robot uçağı Bayraktar Mini’yi yaptık. Sonrasında Bayraktar TB-1 ve TB-2’yi kendi imkanlarımızla, Türk mühendisleriyle tasarladık. Yaptıklarımız arasında insansız hava aracı var, helikopter var.

Hepsini de öz kaynaklarımızla yaptık. Sonrasında Akıncı var. Akıncı da dünyada çok daha az sayıda ülkenin yapabildiği bir hava aracı. Ancak bütün bu yolculuğun başından beri hedefimiz Kızılelma’ydı açıkçası… O da nasip oldu. 2023’te milletimize söz vermiştik ilk uçuşunu yapacak diye. Ve 2023’e 1.5 ay kala sözümüzden de önce o da nasip oldu ilk uçuşumuzu yaptık ve hatta dünya tarihine geçecek gösteriler yaptı.”

Ukrayna’da doğan bebeklere Bayraktar ismi veriliyor

Selçuk Bayraktar, geçmiş yıllarda Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin İsrail, ABD’den İHA-SİHA aldığını hatırlatıyor. “Türkiye’de biliyorsunuz İsrail uçakları alınıyordu ve bu insansız araçların ismi de Heron’du…

Şu anda dünyada insansız hava aracının adı Bayraktar oldu. Bayraktar’a marşlar yazılıyor, dünyanın birçok yerinde bizlere madalyalar veriliyor. Azerbaycan’da verildi, Ukrayna’da verildi, hatta Ukrayna’da çocuklara bile Bayraktar ismi veriliyor.” Peki bu başarının sırrı neydi? Yani askeri alandaki başarının, gönüllere dokunmasının…

Düşünün Ukrayna’da cepheye sürülen dünyanın en güçlü tanklarından Alman Leopard önemli bir kazanım oldu. Rus uçaklarının, helikopterlerinin ve tanklarının korkulu rüyası taşınabilir füze Javelin de üstün başarı sergiliyordu ama şarkılar yazılan, doğan bebeklere ismi verilen Bayraktar’dı. Bunu ise şöyle anlatıyor Selçuk Bayraktar: “Azerbaycan bu sürecin başlangıcı oldu.

Azerbaycan daha az kayıpla daha hızlı bir savaşı kazandı. Ukrayna’da da benzer süreci gördük ama en önemlisi Ukraynalılar, aynı tarihe sahip, aynı din ve benzer dili konuşan, kültürleri aynı olan Rusya tarafından işgal edilmişti. Türkiye ise bu süreçte geçmişte olduğu gibi hep haksızlığa uğrayanın, mazlumun yana taraf oldu. Ukrayna’nın ülke bütünlüğünü ilk günden bu yana söyledi. İşte, burada kendi dininden olmayan, kendi ırkından olmayan Türkiye’nin Ukrayna’nın yanında olması, ‘Türk ve Müslümanlar sahip çıktı’ algısı başladı.

Geçmiş asırlarda, ‘Yetiş Türk’ denildiğinde yardıma koşan anlayış hala devletimizin önceliği. Bakın, Bayraktar TB-2’nin ismini vererek dünya üzerinde eşi benzeri görülmemiş şekilde kampanya yaptılar, para topladılar. Çocuklar bahçelerindeki çileği, kirazı topladılar. Hatta biz de ‘bu parayı alamayız, alıp bu parayı insani yardımda kullanın. Biz bu uçakları bağışlıyoruz’ dedik. İşte adımıza şarkılar yakılmasının sebebi bu.”

“Başka ülkelerden memnun olmayanlar bize dönüyor”

Bayraktar ile sohbetimizde konu şirketin var olduğu coğrafyaya geldi. Dünyanın 3 farklı kıtasında 30’dan fazla ülkeye İHA-SİHA sattıklarını dile getiren Selçuk Bayraktar, “NATO ve Avrupa Birliği ülkeleri bizden insansız hava aracı alıyor.

Bulunduğumuz coğrafya bakımından dünyanın en geniş alanına yayılan şirketiz. Dünyada bilinirliğimiz, ikinci sıradaki rakibimizin 5 kat daha fazla” diyor. Bayraktar’a bulundukları pazarlarla ilgili soru sorduğumda ise yanıtı oldukça ilginç: “Daha önce İHA-SİHA kullanan ülkeler artık bizi tercih ediyor.

Örneğin Fas, Suudi Arabistan gibi ülkeler bizim rakiplerimiz olan şirketlerden araç almış, denemiş, kullanmış. Ancak yeterince verim elde edemedikleri için bu kez bizle görüşüyor, alım yapıyor.” Konu, TEKNOFEST’e geliyor. Organizasyondaki stantları tek tek gezen, özellikle çocukların olduğu bölümlerde onlarla sohbet eden Selçuk Bayraktar, her birine, “İleride ne olacaksın” diye soruyor.

Cevaplar arasında doktorluğu hedefleyen de var, astronot olmak isteyen de. Bayraktar, “Bizim zamanımızda pilot olmak bir hayaldi. Şimdi uzayı hedefliyoruz. Çocuklar da bunun farkında ve astronot olmak bir hedef haline geldi. TEKNOFEST’i 2018’de ilk yaptığımızda bu kadar büyüyeceğini biz de düşünmemiştik. Biz X, Y kuşağı olarak aslında belki de ‘Acaba’ kuşağıydık. ‘Acaba başarabilir miyim, yapabilir miyim?’ kuşağıydık.

Bizim dönemimizde böyle dünyaya nam salacak bir teknolojiyi icat etme hayalini yaşayan ya da astronot olacağını söyleyen çocuklarla dalga geçilirdi. Bu yüzyıllardan beri süregelen kanımca kanıksanmış bir öğrenilmiş çaresizlik. Bir işi yapabilmek için önce onu yapabileceğine inanmak lazım. TEKNOFEST bu öğrenilmiş çaresizliği yıkmak, ülkemizin yüksek teknolojide büyük işler başarabileceğini göstermek için düzenleniyor” diye yanıtlıyor.

5 yılda başvuru sayısı 20 binden 1 milyona çıktı

Başvuru sayısını merak ettiğimde ise Selçuk Bayraktar, “Teknoloji yarışmalarına başvuru ilk yıl 20 bindi, ikinci yıl 50 bin oldu. Üçüncü yıl 100 bin, dördüncü yıl 200 bin oldu. Sayı hep katlanarak arttı. Cumhuriyet’in 100. yılında ise bir milyon öğrenci başvurdu.

Bu insanlık ormanının ne kadar büyüdüğünü ve kök salmaya başladığını gösteriyor. Bu topraklarda hayali olanlar ‘Başımıza icat çıkarma’ sözüyle durdurulmuş. Şimdi bir yandan dünyada bu şekilde muamele görürken, demek ki bizim çözülmemiş meselelerimiz var içeride… Daha evvelden Hazerfan Ahmet Çelebi yaşamış, Nuri Demirağ yaşamış, Lâgarî Hasan Çelebi yaşamış bunların çözülmesi gerekiyor” diyor.

Havada ‘Altın Çağ’ı başlattı

2020 yılında 44 gün süren Karabağ’ın 30 sene sonunda tekrar Azerbaycan’a katılması için verdiği mücadele, hem havacılık hem de harp tarihinde bir dönemin açılmasına neden oldu.

Türkiye’nin kardeş ülke Azerbaycan’a verdiği sonsuz destek arasında Türk İHA ve SİHA’larının yazdığı destek, bir anlamda küresel muharebe ve muhabere alanında drone’un yadsınamaz önemini gösterdi. Hatta Azerbaycan’ın elde ettiği zaferin ardından dünyada insansız hava araçları endüstrisinde Türkiye, bir anlamda bu alanın yıldızı haline geldi.

Ülkeler, filolarına İHA ve SİHA katmak için yarışırken, drone üretimine yönelik yatırımlar gündeme geldi. 2’nci Karabağ Savaşı’nın hemen ardından Hintli DCM Shriram adlı sanayi şirketinin Türk drone üreticisi Zyron Dynamics’e ortak olması, bu hisse satışının hemen ardından Tata başta olmak üzere Hintli sanayi devlerinin üretim planına alması işte o 44 günlük savaşın ardından yaşandı. Ardından geçen yıl başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal süreci insansız hava araçları için “altın çağ”ın başladığını gösterdi. Adına şarkılar yazılan, bilgisayar oyunları düzenlenen, çocukların ismi haline gelen çağı başlatan ise Bayraktar oldu.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

İKİNCİ EL’DE KALİTE VE ŞEFFAFLIK

Yayınlanma tarihi

-

2006 yılından bu yana Bursa İnegöl’de Renault ve Dacia markalarının satış ve satış sonrası hizmetlerinde uzmanlaşan ve müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı amaçlayan Koçaslanlar Motorlu Araçlar, ikinci el araç alımında güvence ve kaliteyi ön planda tutan Renew markasının önemli temsilcilerinden biri. Koçaslanlar Motorlu Araçlar Genel Müdürü Didem Aras, Renew markasının sektöre kazandırdığı yenilikler hakkında, “Koçaslanlar Motorlu Araçlar olarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunmak için sürekli olarak kendimizi yeniliyoruz. Renew markası ile birlikte birlikte, ikinci el araç alım sürecini yeniden tanımlıyoruz. Sadece bir araç değil, aynı zamanda güvence, kalite ve şeffaflık sunuyoruz. İkinci el araç almak, birçok kişi için zorlayıcı olabilir. Ancak Renew ile bu süreci kolaylaştırıyor ve müşterilerimizin tüm endişelerini ortadan kaldırıyoruz” dedi.

 

Kapsamlı RENEW Garantisi ile Güvenli Sürüş

Aras, RENEW Garantisi’nin önemine vurgu yaparak, “Müşterilerimize sunduğumuz bu garanti, onların ikinci el araç alırken bile kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor. 8 yaş ve 150.000 km deki araçlar için 6 ay veya 12 ay boyunca geçerli olan bu garanti, araçların mekanik ve elektrik aksamlarını kapsıyor. Böylece, beklenmedik arızalar karşısında müşterilerimizin yanında oluyor ve onlara en iyi hizmeti sunmayı taahhüt ediyoruz. Bu garanti, bizim müşterilerimize olan bağlılığımızın ve onlara verdiğimiz değerin bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

 

Değerinde Takas ve Esnek Finansman Seçenekleri

Müşterilerinin araç yenileme sürecini sorunsuz bir şekilde tamamlamalarını sağladıklarının altını çizen Aras, bu konuda şunları söyledi: “Araçlarını yenilemek isteyen müşterilerimiz için değerinde takas imkanı sunuyoruz. Bu, onların mevcut araçlarının değerini en adil şekilde belirleyerek yeni bir araç alım sürecine katkıda bulunmalarını sağlıyor. Ayrıca, esnek finansman seçenekleriyle müşterilerimizin bütçelerine en uygun ödeme planlarını oluşturuyoruz. Renew ile sadece yeni bir araç değil, aynı zamanda kolaylık ve güven sunuyoruz.”

 

Şeffaflık ve Güven: İkinci El Araçta Yeni Bir Standart

Renew’in en büyük özelliklerinden biri olan şeffaflık unsurunu vurgulayan Aras, “İkinci el araç alımında en önemli faktörlerden biri, aracın geçmişi ve durumu hakkında tam bilgiye sahip olmaktır. Renew olarak, satışa sunduğumuz her aracı titizlikle inceliyor, detaylı bir şekilde değerlendiriyor ve tüm süreçleri şeffaf bir şekilde müşterilerimizle paylaşıyoruz. Müşterilerimizin her adımda yanlarında oluyor, onlara güvence veriyoruz. Böylece, ikinci el araç alımında karşılaşılabilecek belirsizlikleri ortadan kaldırıyoruz. Bizim için önemli olan, müşterilerimizin araçlarını alırken tamamen içleri rahat bir şekilde bu süreci yaşamalarıdır.” diye konuştu. Güvenilirliğin de en önemli noktalardan biri olduğunu ifade eden Aras, “Koçaslanlar Motorlu Araçlar olarak, Renew markamızla ikinci el araç alımında yeni bir dönemi başlatıyoruz. Genişletilmiş koruma, garanti devri ve finansal avantajlar gibi birçok hizmetle müşterilerimize sadece bir araç değil, aynı zamanda huzur ve güven sunuyoruz. Müşterilerimizin mutluluğu, bizim en büyük önceliğimizdir. Koçaslanlar’da, güvenli ve keyifli bir araç yenileme süreci sizleri bekliyor.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Devamını oku

Haber

DOĞRU BASINÇLI HAVA TEKNOLOJİSİ İLE %35’E VARAN ENERJİ TASARRUFU SAĞLAYABİLİRSİNİZ

Yayınlanma tarihi

-

Atlas Copco Kompresör Tekniği, düşük basınçlı blower ürün gamı ile lider çimento üreticileriyle birlikte çalışmalar yapıyor. Enerji tasarrufu, üretimin en önemli konularının başında geliyor. ‘Düşük basınçlı blower’lar ile dünya çapında hizmet sunan Atlas Copco Kompresör Tekniği, çimento fabrikalarındaki üretim süreçleri için doğru basınçlı hava teknolojisi ile % 35’e varan oranlarda enerji tasarrufu sağlayabiliyor. Atlas Copco Kompresör Tekniği Türkiye’nin Düşük Basınç İş Geliştirme Müdürü Taner Kasarcı, “Bir blower’ın kullanımında oluşan maliyetin yaklaşık %80’i enerji kullanımından kaynaklanıyor. Bu nedenle, enerji açısından en verimli blower’ı seçmek, ilk yatırım maliyetinden çok daha önemli” dedi.

Çimentonun kullanım alanı tüm dünyada giderek yaygınlaşıyor. Dünya çimento üretiminde ve tüketiminde 5. ülke konumunda bulunan Türkiye, dünya çimento pazarının yaklaşık % 2’sini oluşturuyor.

2000’li yılların başından günümüze 2 kattan fazla bir seviyede artış gösteren Türkiye’nin çimento tüketimi, 2017 yılında 72 milyon ton ile zirve yaptı. 2023 yılında 65 milyon ton seviyesinde gerçekleşen çimento tüketimimiz, ekonomiden bağımsız olarak özellikle depremlerden sonra stratejik bir sektör haline geldi. 2022 yılında Türkiye’de ve uluslararası pazarlarda klinker ve çimento satışını desteklemek amacıyla 77 entegre tesiste 74 milyon ton çimento üretildi. Bu üretim, Türkiye’yi dünyanın ikinci büyük ihracatçısı konumuna taşıdı ve 25 milyon tonu aşan bir ihracat satış hacmi elde edildi.

 

Çimento pazar büyüklüğü 2027 yılında yaklaşık 470 milyar dolar olacak

2022 yılında dünyada toplamda 194 milyon ton çimento ve klinker ihracatı yapılıyor. Türkiye, 2022 yılında yılda 27 milyon ton çimento ve klinker ihracatı ile dünyada önemli bir konumda yer alıyor. Çoğunlukla Çin talebine yönelik üretim yapan Güneydoğu Asya ülkeleri dünya ihracat pazarını domine ediyor. 2021 yılı itibarıyla Çin ve Hindistan, çimento üretim kapasitesinde lider konumda yer alıyor. Çin’de 875 adet, Hindistan’da ise 254 adet üretim tesisi bulunuyor. ABD, dünya genelinde % 18,2’lik payla en fazla çimento ithalatı yapan ülke konumunda yer alıyor. Çimento üretimi kadar iç talepteki tüketimi ile de önde gelen ülke olan Çin, 2022 yılında yaklaşık 10,8 milyon tonluk çimento ve klinker ithalatı yaparak % 7,4 payla ABD’den sonra en güçlü ithalatçı pozisyonunda yer alıyor. Çimento ve beton ürünlerinin pazar büyüklüğünün 2027 yılında yaklaşık 470 milyar $ olması bekleniyor.

Çimento sektöründe de doğru basınçlı hava teknolojisiyle % 35’e varan enerji tasarrufu sağlanabiliyor

Uçtan uca hava çözümleri ve basınçlı hava teknolojileri kapsamında sunduğu, düşük basınçlı blower’lar ile dünya çapında hizmet sunan Atlas Copco Kompresör Tekniği, çimento fabrikalarındaki üretim süreçleri için doğru basınçlı hava teknolojisi ile % 35’e varan oranlarda enerji tasarrufu sağlayabiliyor. Çimento sektöründe düşük basınçlı blower’ların enerji verimliliğini artırdığını, maliyetleri düşürdüğünü ifade eden Atlas Copco Kompresör Tekniği Türkiye’nin Düşük Basınç İş Geliştirme Müdürü Taner Kasarcı, çimento sektörü için kullanımı şart olan basınçlı hava kaynaklarında optimum enerji ve efor ile en üst düzey verimliliği alabilmek için düşük basınçlı blower’ların kritik önem taşıdığının özenle altını çizdi.

 

Basınçlı hava üretim maliyetleri, bir tesisin toplam elektrik giderinin %40’ından fazlasını kapsayabiliyor. Basınçtaki her 1 bar(g) artış %7 daha fazla güç tüketerek verimliliği düşürüyor. Çimento sektöründe düşük basınçlı blower teknolojileri; havalandırma, pnömatik taşıma ve yük boşaltma, homojenizasyon, malzemelerde ısıtma veya soğutma gibi pek çok süreçte hayati önem taşıyor. Verimli bir sistemin daha düşük enerji tüketimi ve daha az arıza anlamına geldiğini belirten Kasarcı, düşük basınçlı blower teknolojisi kullanan çimento sektörü profesyonellerinin enerji geri kazanımı ile yüksek çalışma süresine karşılık düşük çalışma maliyeti ve toplam sahip olma maliyeti avantajlarını deneyimlediğini de vurguladı.

 

Tüm maliyetlerin % 80’i enerjiden kaynaklanıyor, en verimli blower’i seçmek ilk yatırım maliyetinden daha önemli

Hizmet odaklı ve uzun soluklu uzmanlığı ile dünya çapında en güvenilir basınçlı hava çözümlerini sunan Atlas Copco Kompresör Tekniği’nin 0,3 ila 4 bar(g) arasında basınçlı hava kullanarak çalışan yağsız hava blower’ları, işletmelerde kolayca kurulabiliyor. Atlas Copco’nun düşük basınçlı yağsız hava blower’larının basınçlı hava sistemlerine rahatça entegre edilmeleriyle zaman ve para tasarrufuna imkân verdiğini dile getiren Kasarcı; “Bir blower’ın kullanımında oluşan tüm maliyetlerin yaklaşık %80’i enerji kullanımından kaynaklanıyor. Bu nedenle, enerji açısından en verimli blower’ı seçmek, ilk yatırım maliyetinden çok daha önemli ve dikkat edilmesi gereken ilk nokta olmalı” ifadesini kullandı.

 

Son teknoloji blower’lar sıcak hava, tozlu hava ve yağmur şartlarında bile yüksek performans sunuyor

“Düşük Basınçlı blower ürün gamımız ile hem Türkiye’deki hem de dünyadaki lider çimento üreticileriyle birlikte çalışmalar yapıyoruz. Yerel üreticilerimiz ile birlikte gerçekleştirdiğimiz verimlilik çalışmalarıyla, enerji maliyetlerini %30 düşürmeyi başardık” diyen Kasarcı, üretim sürecinde enerji verimliliği sayesinde dayanıklı düşük basınç blower’ları ile çimento sektöründeki pnömatik uygulamaların mükemmel ortağı olmaya devam edeceklerini belirtti. Kasarcı, yenilikçi tasarımları sayesinde zor koşullara dayanan bu son teknoloji blower’ların; sıcak hava, tozlu hava, yağmur gibi şartlar altında bile en ideal sonuçları ortaya çıkardığını da belirtti. Son ürünün kalitesini yükselten, “Class 0” sertifikalı yağsız hava çözümleriyle kesintisiz ve güvenilir hava akışı zahmetsizce sağlanabildiğini ifade eden Kasarcı, en verimli süreçleri oluşturmak için blower’larda maksimum kullanım kolaylığı yaratmak adına ünitelerin düzenli takip ve kontrollerini yapmanın da önem taşıdığını sözlerine ekledi.

 

Devamını oku

Haber

Borusan’ın insana değer veren ve geleceğe odaklanan kurum kültürüne üç büyük ödül

Yayınlanma tarihi

-

Borusan Holding, insana ve yeteneğe değer veren yaklaşımıyla aldığı ödüllerle başarısını bir kez daha kanıtladı. Genç yeteneklere yönelik insan kaynakları ve iletişim alanlarındaki başarılı çalışmalarıyla Borusan, haziran ayında düzenlenen En Gözde Şirketler 2024, Top100 Talent Program, Brandverse Awards ödül programlarında büyük ödüllerin sahibi oldu.

Bu yıl 80. yaşını kutlayan ve kendine 200 yıl ve ötesinde bir Grup olma vizyonu çizen Borusan Grubu, insan kaynağı ve iletişim alanlarındaki öncü uygulamalarıyla elde ettiği başarılara yenilerini eklemeye devam ediyor. Borusan, En Gözde Şirketler 2024, Top100 Talent Program, Brandverse Awards gibi prestijli ödül programlarında kazandığı ödüllerle, bu alandaki istikrarlı başarısını bir kez daha kanıtlıyor. Şirket aynı zamanda yetkinlik geliştirmeye, genç yeteneklerle iletişimini güçlendirmeye ve insana değer veren bir çalışma ortamı oluşturmaya dair bağlılığını vurgularken, bu değerleri doğrultusunda gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya yaratmada insan odaklı yatırımlarını sürdüreceğinin de mesajını veriyor.

Top100 Talent Program’da yine birinci

Borusan, Toptalent.co tarafından düzenlenen Top100 Talent Program kapsamında “Topluluk” kategorisinde birincilik ödülünün sahibi oldu. Borusan ödülü, gençlere ilk adımını cesurca atabilmesi, inisiyatif alarak, projeler geliştirerek öğrenebilmeleri ve fark yaratmaları için sunduğu Alpha Genç Yetenek Programı ile aldı. Bu ödül, Borusan’ın 7 yıldır aralıksız katıldığı ve her yıl birincilik elde ettiği programdaki istikrarlı başarısını da tescillendiriyor.

Genç Yetenek iletişimine bronz ödül

Borusan Brandverse Awards’da bu yıl ilk defa katıldığı “İşveren Markası İletişimi: Genç Yetenek İletişimi” kategorisinde Bronz ödülün sahibi oldu. Gençler tarafından tercih edilen marka olmak amacıyla genç yeteneği etkilemek üzere hayata geçirilen yaratıcı ve etkili iletişim çalışmalarına verilen bu ödülü Borusan, Alpha Genç Yetenek Programı kapsamındaki iletişim çalışmaları ile kazandı. Yeni genç yeteneklerin Borusan’a katılması için sosyal medya hesaplarında yürütülen yoğun iletişim ile tam 13 bin 600 başvuru elde edildi. Bu yüksek oran oluşturulan iletişim stratejisinin ne kadar etkili olduğunu da açıkça gösteriyor.

En Gözde Şirketler 2024’te ikinci

Realta Danışmanlık’ın 2023 araştırması kapsamında Holding’ler kategorisindeki en gözde şirket sıralamasında ise ikinci olan Borusan’ın bu başarısı genç yetenekler için cazip bir işveren olduğunun başka bir göstergesi. 300 şirketin yer aldığı araştırmaya bu yıl 91 bin 342 öğrenci ile 39 bin 533 genç profesyonel katıldı. Ödüller, şirket hakkında bilgi sahibi olunması, uzun yıllar çalışma trendi, kişi/örgüt uyumu, kültür/kişilik uyumu gibi puanlamayı etkileyen kritik faktörlerin değerlendirilmesi sonucu veriliyor.

Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, Borusan’ın kazandığı bu üç önemli ödülle ilgili şunları söyledi: “80 yıllık köklü kurum kültürümüz, geçmişten, bugünden aldığımız ilhamla 200 yıl ve ötesinde bir Grup olma vizyonumuzla hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz. Kazandığımız bu ödüller Borusan’ın insana ve yeteneğe verdiği önemin en güzel yansımaları. Bu ödüller aynı zamanda yürüttüğümüz etkili iletişim çalışmalarımızın da ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Gençlerin gözünde en değerli şirketlerden biri olmak, bize büyük gurur veriyor. Alpha programımızla genç yetenekleri Grubumuza kazandırmak ve onlarla birlikte yolculuk etmek ön plana çıkıyor. 2018 yılından günümüze 100’ü aşkın Alpha genç yeteneği kurumumuza kazandırdık. Çok değer verdiğimiz kültür dönüşümü programımız BorusanX ile kendimizi geleceğin dünyasına uyumlandırırken, genç yeteneklerin kazanımına verdiğimiz önemi ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Başarılı insan kaynağı uygulamalarımız sayesinde, şirketimize en uygun yetenekleri çekmeyi ve onları geliştirmeyi sürdüreceğiz.”

Devamını oku

Trend olan