Takip Edin

Haber

Hedefimiz öğrenilmiş çaresizliği yıkmak

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, “Bizim dönemimizde dünyaya nam salacak bir teknolojiyi icat etme hayalini yaşayanlarla dalga geçilirdi. TEKNOFEST bu öğrenilmiş çaresizliği yıkmak, ülkemizin yüksek teknolojide büyük işler başarabileceğini göstermek için düzenleniyor” dedi.

Yayınlanma tarihi

-

Kerim ÜlKER

30 Ağustos’ta başlayan TEKNOFEST’e bu yıl 1 milyon öğrenci başvurdu. Dünyanın en büyük teknoloji organizasyonu olan Etimesgut Havalimanı’nda düzenlenen etkinliğin mimarı Selçuk Bayraktar. Teknofest Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanı sıra Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı olan Selçuk Bayraktar ile konuştuk.

“Bizim dönemimizde böyle dünyaya nam salacak bir teknolojiyi icat etme hayalini yaşayan ya da astronot olacağını söyleyen çocuklarla dalga geçilirdi. Bu yüzyıllardan beri süregelen kanımca kanıksanmış bir öğrenilmiş çaresizlik. Bir işi yapabilmek için önce onu yapabileceğine inanmak lazım. TEKNOFEST bu öğrenilmiş çaresizliği yıkmak, ülkemizin yüksek teknolojide büyük işler başarabileceğini göstermek için düzenleniyor” diyerek hedeflerini ve hayallerini anlattı.

DÜNYA Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Selçuk Bayraktar’ın hayat öyküsünü genel anlamda biliyoruz. Babası Özdemir Bayraktar’ın temelini attığı ağabeyi Haluk Bayraktar ile birlikte büyüttüğü Baykar’ın öyküsü aslında havacılık endüstrisi için oldukça önemli. Selçuk Bayraktar, “Çocukken babam beni ufak bir uçakla uçmaya götürmüştü. Teknofest’ten daha ufak bir etkinlikti.

Pilot olma hayalim işte o zaman başladı. Model uçaklarla tanıştım ufacık yaşta. Babam yurtdışında mühendislik yapmıştı. Sonrasında ülkemizin havacılık sanayini kurma hayalim oldu daha ileri yaşlarda” diyerek başlıyor anlatmaya.

Aslında hayalinin hayatının gerçeği haline gelmesi bana havayolu taşımacılığının babası olarak tanınan Trippe’yi hatırlattı. 1899 yılında doğan ABD’li Juan Trippe, henüz 9 yaşında babası Ernest Trippe ile bir havacılık gösterisinde uçakları görmüştü.

Üniversitede havacılık kulübünü kuran Trippe, uçakların ilk kez yurtdışına uçmasını hayal ediyordu. Önce Küba’ya posta taşımaya başladı. Ardından da insanları… Havayolu yolcu taşımacılığının Altın Çağı’nı Trippe, Colonial Airlines, Eastern Airlines, sonrasında ise Pan American Havayolları’nı kurarak başlatmış oldu.

“10 kişiyle başladık 3 bin 500’e kişiye ulaştık”

Gelelim kısa bir bilgiden sonra Bayraktar’ın hikayesindeki ilginç ayrıntılara… 10 kişiyle çıktıkları bu yolculukta Baykar Makine’nın şu anda 3 bin 500 kişiye ulaştığını söyleyen Bayraktar, her fikirden insanın Baykar’da buluştuğunu dile getiriyor.

Bayraktar, şöyle devam ediyor: “Daha sonra robot uçaklar yapma hayalim vardı. Ülkemizin ilk insansız robot uçağı Bayraktar Mini’yi yaptık. Sonrasında Bayraktar TB-1 ve TB-2’yi kendi imkanlarımızla, Türk mühendisleriyle tasarladık. Yaptıklarımız arasında insansız hava aracı var, helikopter var.

Hepsini de öz kaynaklarımızla yaptık. Sonrasında Akıncı var. Akıncı da dünyada çok daha az sayıda ülkenin yapabildiği bir hava aracı. Ancak bütün bu yolculuğun başından beri hedefimiz Kızılelma’ydı açıkçası… O da nasip oldu. 2023’te milletimize söz vermiştik ilk uçuşunu yapacak diye. Ve 2023’e 1.5 ay kala sözümüzden de önce o da nasip oldu ilk uçuşumuzu yaptık ve hatta dünya tarihine geçecek gösteriler yaptı.”

Ukrayna’da doğan bebeklere Bayraktar ismi veriliyor

Selçuk Bayraktar, geçmiş yıllarda Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin İsrail, ABD’den İHA-SİHA aldığını hatırlatıyor. “Türkiye’de biliyorsunuz İsrail uçakları alınıyordu ve bu insansız araçların ismi de Heron’du…

Şu anda dünyada insansız hava aracının adı Bayraktar oldu. Bayraktar’a marşlar yazılıyor, dünyanın birçok yerinde bizlere madalyalar veriliyor. Azerbaycan’da verildi, Ukrayna’da verildi, hatta Ukrayna’da çocuklara bile Bayraktar ismi veriliyor.” Peki bu başarının sırrı neydi? Yani askeri alandaki başarının, gönüllere dokunmasının…

Düşünün Ukrayna’da cepheye sürülen dünyanın en güçlü tanklarından Alman Leopard önemli bir kazanım oldu. Rus uçaklarının, helikopterlerinin ve tanklarının korkulu rüyası taşınabilir füze Javelin de üstün başarı sergiliyordu ama şarkılar yazılan, doğan bebeklere ismi verilen Bayraktar’dı. Bunu ise şöyle anlatıyor Selçuk Bayraktar: “Azerbaycan bu sürecin başlangıcı oldu.

Azerbaycan daha az kayıpla daha hızlı bir savaşı kazandı. Ukrayna’da da benzer süreci gördük ama en önemlisi Ukraynalılar, aynı tarihe sahip, aynı din ve benzer dili konuşan, kültürleri aynı olan Rusya tarafından işgal edilmişti. Türkiye ise bu süreçte geçmişte olduğu gibi hep haksızlığa uğrayanın, mazlumun yana taraf oldu. Ukrayna’nın ülke bütünlüğünü ilk günden bu yana söyledi. İşte, burada kendi dininden olmayan, kendi ırkından olmayan Türkiye’nin Ukrayna’nın yanında olması, ‘Türk ve Müslümanlar sahip çıktı’ algısı başladı.

Geçmiş asırlarda, ‘Yetiş Türk’ denildiğinde yardıma koşan anlayış hala devletimizin önceliği. Bakın, Bayraktar TB-2’nin ismini vererek dünya üzerinde eşi benzeri görülmemiş şekilde kampanya yaptılar, para topladılar. Çocuklar bahçelerindeki çileği, kirazı topladılar. Hatta biz de ‘bu parayı alamayız, alıp bu parayı insani yardımda kullanın. Biz bu uçakları bağışlıyoruz’ dedik. İşte adımıza şarkılar yakılmasının sebebi bu.”

“Başka ülkelerden memnun olmayanlar bize dönüyor”

Bayraktar ile sohbetimizde konu şirketin var olduğu coğrafyaya geldi. Dünyanın 3 farklı kıtasında 30’dan fazla ülkeye İHA-SİHA sattıklarını dile getiren Selçuk Bayraktar, “NATO ve Avrupa Birliği ülkeleri bizden insansız hava aracı alıyor.

Bulunduğumuz coğrafya bakımından dünyanın en geniş alanına yayılan şirketiz. Dünyada bilinirliğimiz, ikinci sıradaki rakibimizin 5 kat daha fazla” diyor. Bayraktar’a bulundukları pazarlarla ilgili soru sorduğumda ise yanıtı oldukça ilginç: “Daha önce İHA-SİHA kullanan ülkeler artık bizi tercih ediyor.

Örneğin Fas, Suudi Arabistan gibi ülkeler bizim rakiplerimiz olan şirketlerden araç almış, denemiş, kullanmış. Ancak yeterince verim elde edemedikleri için bu kez bizle görüşüyor, alım yapıyor.” Konu, TEKNOFEST’e geliyor. Organizasyondaki stantları tek tek gezen, özellikle çocukların olduğu bölümlerde onlarla sohbet eden Selçuk Bayraktar, her birine, “İleride ne olacaksın” diye soruyor.

Cevaplar arasında doktorluğu hedefleyen de var, astronot olmak isteyen de. Bayraktar, “Bizim zamanımızda pilot olmak bir hayaldi. Şimdi uzayı hedefliyoruz. Çocuklar da bunun farkında ve astronot olmak bir hedef haline geldi. TEKNOFEST’i 2018’de ilk yaptığımızda bu kadar büyüyeceğini biz de düşünmemiştik. Biz X, Y kuşağı olarak aslında belki de ‘Acaba’ kuşağıydık. ‘Acaba başarabilir miyim, yapabilir miyim?’ kuşağıydık.

Bizim dönemimizde böyle dünyaya nam salacak bir teknolojiyi icat etme hayalini yaşayan ya da astronot olacağını söyleyen çocuklarla dalga geçilirdi. Bu yüzyıllardan beri süregelen kanımca kanıksanmış bir öğrenilmiş çaresizlik. Bir işi yapabilmek için önce onu yapabileceğine inanmak lazım. TEKNOFEST bu öğrenilmiş çaresizliği yıkmak, ülkemizin yüksek teknolojide büyük işler başarabileceğini göstermek için düzenleniyor” diye yanıtlıyor.

5 yılda başvuru sayısı 20 binden 1 milyona çıktı

Başvuru sayısını merak ettiğimde ise Selçuk Bayraktar, “Teknoloji yarışmalarına başvuru ilk yıl 20 bindi, ikinci yıl 50 bin oldu. Üçüncü yıl 100 bin, dördüncü yıl 200 bin oldu. Sayı hep katlanarak arttı. Cumhuriyet’in 100. yılında ise bir milyon öğrenci başvurdu.

Bu insanlık ormanının ne kadar büyüdüğünü ve kök salmaya başladığını gösteriyor. Bu topraklarda hayali olanlar ‘Başımıza icat çıkarma’ sözüyle durdurulmuş. Şimdi bir yandan dünyada bu şekilde muamele görürken, demek ki bizim çözülmemiş meselelerimiz var içeride… Daha evvelden Hazerfan Ahmet Çelebi yaşamış, Nuri Demirağ yaşamış, Lâgarî Hasan Çelebi yaşamış bunların çözülmesi gerekiyor” diyor.

Havada ‘Altın Çağ’ı başlattı

2020 yılında 44 gün süren Karabağ’ın 30 sene sonunda tekrar Azerbaycan’a katılması için verdiği mücadele, hem havacılık hem de harp tarihinde bir dönemin açılmasına neden oldu.

Türkiye’nin kardeş ülke Azerbaycan’a verdiği sonsuz destek arasında Türk İHA ve SİHA’larının yazdığı destek, bir anlamda küresel muharebe ve muhabere alanında drone’un yadsınamaz önemini gösterdi. Hatta Azerbaycan’ın elde ettiği zaferin ardından dünyada insansız hava araçları endüstrisinde Türkiye, bir anlamda bu alanın yıldızı haline geldi.

Ülkeler, filolarına İHA ve SİHA katmak için yarışırken, drone üretimine yönelik yatırımlar gündeme geldi. 2’nci Karabağ Savaşı’nın hemen ardından Hintli DCM Shriram adlı sanayi şirketinin Türk drone üreticisi Zyron Dynamics’e ortak olması, bu hisse satışının hemen ardından Tata başta olmak üzere Hintli sanayi devlerinin üretim planına alması işte o 44 günlük savaşın ardından yaşandı. Ardından geçen yıl başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal süreci insansız hava araçları için “altın çağ”ın başladığını gösterdi. Adına şarkılar yazılan, bilgisayar oyunları düzenlenen, çocukların ismi haline gelen çağı başlatan ise Bayraktar oldu.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

BORUSAN CAT’De İMDER Olağan Yönetim Kurulu Toplantısı Gerçekleşti

Yayınlanma tarihi

-

 Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) Olağan Yönetim Kurulu Toplantısı, İMDER üye firmalarından olasn BORUSAN CAT’in ev sahipliğinde, Gebze’de yer alan BORUSAN CAT Genel Müdürlüğü ve Revizyon Merkezi’nde gerçekleştirildi. 

Devamını oku

Haber

Sakarya Karasu’da Bulunan Fabrikada Yangın Paniği

Yayınlanma tarihi

-

Sakarya’nın Karasu ilçesinde faaliyet gösteren bir fındık kırma fabrikasında çıkan yangın, itfaiye ekiplerinin hızlı müdahalesiyle kontrol altına alındı.

Adapete Mahallesi’nde bulunan fabrikanın arka kısmındaki depo bölümünde henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın başladı. Alevleri fark edenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirerek yardım talep etti.

Alevler Kısa Sürede Fabrikayı Sardı

İhbar üzerine olay yerine Karasu’dan ve çevre ilçelerden çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Kısa sürede büyüyen alevler, depo bölümünden üretim alanına sıçradı.

Yangına müdahale eden ekipler, içeride bulunan fındıklar ve yanıcı maddeleri iş makineleri yardımıyla güvenli bölgelere taşınarak önlem alındı.

Yaklaşık iki saat süren yoğun çalışma sonrasında  yangın kontrol altına alındı. Soğutma çalışmaları ise bir süre daha devam etti.

Kaymakam Olay Yerinde İncelemelerde Bulundu

Karasu Kaymakamı Mehmet Uğur Arslan da olay yerine gelerek ekiplerden bilgi alarak incelemelerde bulundu.

 

Devamını oku

Haber

Türkiye Yapay Zekâyı Sevdi

Yayınlanma tarihi

-

Stanford Üniversitesi’nin 2025 Yapay Zekâ Endeksi raporuna göre Türkiye’de yapay zekâ konusundaki iyimserlik her geçen gün artıyor. Cerebrum Tech kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Dr. R. Erdem Erkul “Türkiye’nin yapay zekânın sunduğu olanaklara olumlu yaklaşması, ülkemize dijital dönüşüm sürecinde ve büyüme yolculuğunda büyük güç verecek” diyor..

 

Silikon Vadisi’nin kalbinde yer alan ve yapay zekâ araştırmalarında dünya çapında öncü bir role sahip olan Stanford Üniversitesi’nin 2025 Yapay Zekâ Endeksi raporu yapay zekânın tüm toplumu ve ekonomiyi şekillendiren bir dönüşümün kilit unsuru olduğunu ortaya koyuyor. Yapay zekânın geleceğine dair önemli ipuçları barındıran bu rapora göre, yapay zekânın yarattığı dönüşümün hızı her geçen gün artarken, insanların yapay zekâya bakışı da değişiyor. Başlangıçta yapay zekâya kuşkuyla yaklaşan kesimler bile, bu teknolojinin zarardan çok fayda sağlayarak dünyanın daha iyi bir yer haline gelmesine katkı sağlayacağına inanıyor.

Türkiye de bu alanda dikkat çeken ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Türkiye’de 2022’den bu yana yapay zekânın zarardan çok yarar getireceğine inananların oranı yüzde 9 artış göstererek yüzde 70’e ulaştı. Raporda, Türkiye’nin özellikle genç nüfusu ve teknolojiye yatkınlığı sayesinde yapay zekâ alanında büyük potansiyel taşıdığı vurgulandı.

 

Kalkınmanın anahtarı dijital dönüşüm

Yapay zekâ, web3 ve oyun alanlarında faaliyet gösteren yerli teknoloji şirketi Cerebrum Tech kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Dr. R. Erdem Erkul, “Türkiye’nin yapay zekânın sunduğu olanaklara olumlu yaklaşması, ülkemize dijital dönüşüm sürecinde ve büyüme yolculuğunda büyük güç verecek” diyor. Erkul’a göre dijital dönüşüm ve teknoloji odaklı bir ekonomi kalkınmanın ana omurgasını oluşturuyor. Türkiye’nin yapay zekâya yönelik olumlu yaklaşımı da bu dönüşümü mümkün kılarak etkilerini hızlandırıyor.

2025 raporunda dikkat çeken en önemli bulgulardan biri, yapay zekânın hızla gelişen teknik kapasitesi yanında maliyetlerin düşüşü ve artan erişimi. Ayrıca bugün GPT-3.5 seviyesindeki bir sistemin işlem maliyetleri, sadece iki yıl içinde 280 kat düşmüş durumda. Teknolojik gelişmelerle birlikte modellerin daha az parametre ile daha verimli çalışmaya başlaması da maliyetleri düşüren bir başka etken. Örneğin deepseek modelleri verimli inferance (kullanım) değerlerine ulaşmış durumda. Google tarafından geliştirilen gemma serisi açık kaynak modelleri de 27 milyar gibi küçük sayılabilecek parametre sayılarıyla büyük modellerle mukayese edilebilir kalitede içerik sunabilir hale geldi.

Maliyetlerdeki bu düşüş, yapay zekânın daha geniş kitlelere ulaşmasının önünü açıyor. Donanım maliyetlerinin yılda yüzde 30 düşmesi ve enerji verimliliğinin yılda yüzde 40 artması da bu teknolojiyi yaygınlaştıran etkenler.

Bu sayede yapay zekâ iş süreçlerinin optimizasyonundan müşteri hizmetlerine, veri analizinden üretkenlik artışına kadar birçok alanda vazgeçilmez bir araç haline geldi. 2023’te şirketlerin yüzde 55’i yapay zekâ teknolojilerini aktif olarak kullanırken, bu oran 2024’te yüzde 78’e yükseldi. Özellikle finans, sağlık ve perakende sektörlerinde yapay zekâ kullanımında bir patlama yaşandı.

 

Dünya ortalamasının üzerinde yatırım 

PwC CEO araştırmasına göre de Türkiye’deki CEO’lar yapay zekâya dünya ortalamasının üzerinde yatırım yapmayı planlıyor. Önümüzdeki üç yıl içinde küresel CEO’ların yüzde 30’u, Türkiye’deki CEO’ların ise yüzde 47’si yeni ürün ve hizmet geliştirmede yapay zekâ kullanmayı planlıyor.

Önümüzdeki üç yıl içinde küresel CEO’ların yüzde 47’si, Türkiye’deki CEO’ların ise yüzde 58’i yapay zekâyı teknoloji platformlarına, iş süreçlerine ve iş akışlarına entegre etmeyi önceliklendiriyor. Yeni ürün ve hizmet geliştirmede yapay zekâ kullanmayı planlayan CEO’ların oranı dünyada yüzde 30’ken Türkiye’de ise yüzde 47’ue ulaşıyor. İş gücü ve yetenek yönetiminde yapay zekâ entegrasyonu planlayan CEO’ların oranı küresel çapta yüzde 31, Türkiye’de yüzde 30 seviyesinde bulunuyor.

 

Büyüme yolunda fark yaratacak

“E-ticaretten bankacılığa, otomotivden kamu sektörüne kadar geleceğe yön veren sektörlerden pek çok kuruluş, yapay zekâ entegrasyonu için çıktıkları yolculukta Cerebrum Tech’i seçiyor” diyen Erkul yapay zekâ konusunda cesur adımlar atan şirketlerin ve ülkelerin büyüme yolunda fark yaratacağını belirtiyor.

Bireysel kullanıcılar da yapay zekâyı günlük hayatlarına daha fazla entegre etmeye başladı. Metin oluşturma, görsel tasarım, dil çevirisi ve hatta kişisel asistanlar gibi yapay zekâ destekli uygulamalar, dünya genelinde milyonlarca insan tarafından kullanılıyor. Bu yaygın kullanım, teknolojinin sadece kurumsal dünyada değil, bireysel yaşamda da köklü bir dönüşüm yarattığını gösteriyor.

Yapay zekânın yaygınlaşması hükümetleri de harekete geçirdi. 2024 yılında, yapay zekâya yönelik yasal düzenleme yapan ülke sayısı yüzde 23 artışla 75’e ulaştı. Bu düzenlemeler, teknolojinin etik kullanımı, veri gizliliği ve güvenliği gibi konuları kapsıyor.

Aynı zamanda hükümetler, yapay zekâ sektörüne yönelik desteklerini de artırıyor. Özellikle ulusal yapay zekâ stratejileri geliştiren ülkeler, bu yarışta öne geçiyor.

Teknoloji, girişim sermayesi ve iş gücü verimliliği konusunda ABD ve Çin’in gerisinde kalan birçok ülke, yapay zekâ adaptasyonunda ön plana çıkmalarını sağlayacak ciddi insiyatifler başlatmış durumda. 2024 yılında yapay zekâ inisiyatiflerine Kanada 2,4 milyar; Fransa 109 milyar; Hindistan 1,25 milyar dolar bütçe ayırdı.

 

Cerebrum Tech:

Yapay zekâ, nesnelerin interneti ve Web 3.0 alanlarında sürdürülebilir çözümler geliştiren Cerebrum Tech, 2021 yılında kuruldu. Alanında uzman kadrosuyla dijital dönüşüm konusunda etkin çözümler sunan Cerebrum Tech yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve siber güvenliğin yanı sıra, veri güvenliği ve danışmanlığı alanlarında yenilikçi ve global (küresel) standartlarda uygulamalar geliştiriyor. Faaliyet sektörleri arasında ise Web 3, akıllı şehircilik, eğitim, sağlık, endüstri, otomotiv ve savunma sanayi yer alıyor. Cerebrum Tech, güvenilir ve lider bir yeni nesil teknoloji şirketi olma vizyonuna sahip olarak ilerlerken. Silikon Vadisi, İstanbul, Seul, Ankara, Hollanda, Malta ve Londra’da yer alan ofislerinde çalışmalarını sürdürüyor.

Devamını oku

Trend olan