Takip Edin

Haber

Şirketler Resesyona ile Başa Çıkmak İçin Neler Yapmalı?

Yayınlanma tarihi

-

Şirket yönetmek her zaman zordur ama böylesi dalgalı dönemlerde daha da zorlaştı. Bir yandan şirketi yüksek enflasyona uyumlu hale getirmek gerekirken, diğer yandan yaklaşan resesyon tehlikesine karşı hazırlık yapmak gerekir.

2001 yılına kadar olan yaklaşık 30 yıl boyunca Türkiye yüksek enflasyonu yaşarken şirketler de bu ortamda faaliyet göstermeyi öğrenmişlerdi. Yani bir enflasyon deneyimiz var. Hatta 2001’de uygulamaya konulan güçlü dezenflasyon programı sayesinde enflasyon hızla aşağı indiğinde şirketler, düşük enflasyon ortamında nasıl faaliyet gösterileceğini öğrenmek zorunda kalmışlardı. Son aylarda ise eski enflasyon defterleri tekrar sandıklardan çıkarılmaya başlandı. Ama bir de resesyon durumu var.

Bizim şirketler aslında resesyon durumu ile yakın geçmişte birkaç defa karşılaştılar. Dolayısıyla ne yapacaklarını iyi biliyorlar. Bizde yaşanan genellikle V tipi bir resesyon oluyor. Yani ekonomi resesyona hızla girdiği gibi hızla çıkabiliyor. Şirketler de V tipi bir süreci yaşayabiliyorlar. Ancak bu defa öncekilerden farklı. Şimdi ufukta hem yüksek enflasyon, hem de durgunluk var. Yani pandemi, savaş ve Rusya’ya yaptırımlar nedeniyle yaşanan arz sıkıntıları, hammadde tedarik sorunları gölgesinde stagflasyona giden bir görünüm ile karşı karşıyayız.

Bu tür dönemleri iyi yöneten şirketler süreçten güçlenerek ve pazar paylarını artırarak çıkabiliyorlar. Kriz yönetimini iyi bilen şirketlerin güçleri krizlerde ortaya çıkar. Peki yaklaşan resesyon ya da stagflasyona karşı şirketler ne yapmalı?

– 2023 iş planları ve bütçeleri hazırlanmaya başlandı. Yapılacak bütçe ve planlara doğru ve ihtiyatlı varsayımlar koymak gerekir. Kurda yeni oynaklıklara hazır olmak iyidir. Enflasyon fiyatlamasından resesyon fiyatlamasına geçileceğini unutmayın.

– Çok duayen bir işadamımızdan bir kriz arifesinde duymuştum. “Bazı yıllar vardır; kar yıllarıdır. Bazı yıllar vardır; ar yıllarıdır. Şimdi ar yılındayız yani namusumuzu koruma zamanındayız” demişti. Ar zamanları bir anlamda güçlü nakit zamanlarıdır. Likidite yönetimi önemlidir, çünkü şirketler bilanço zararlarından değil likiditeyi yönetemediklerinden batarlar. Krizlerin tarihi nakit akışını yönetemediği için batan şirketlerin hikayeleriyle doludur. Böylesi dönemlerde pozitif nakit akışını ihmal etmemek lazım. Tüm maliyetleri içerecek şekilde işletme sermayesi ihtiyacının minimizasyonu ve iyi yönetilmesi çok kritiktir. Etkin stok yönetimi yapılmalı; alacaklar iyi yönetilmelidir.

– Krizlerde tasarruf ve maliyet akla gelen ilk yol oluyor. Elbette işin temelinde maliyet yatıyor ancak maliyet kontrolü krizde apar topar değil krize girmeden önce yapılmalı. Krizin ortasında hızla kapanıp, birçok şeyden vazgeçmek doğru değil. Resesyonda çok katı bir tavırla hızla kapanmak işe yaramıyor. Masraf kontrol etmek ile her türlü masrafı kısmak aynı şey değil. Büyümeyi getiren bazı harcamalara devam etmek zorunda olduğu unutulmamalı. Maliyet yapısı resesyona girmeden gözden geçirilmeli. Gerekiyorsa bazı planlar ertelenmeli. Öz kaynak yapısı güçlü olmalı. Krizlerden güçlenerek çıkan şirketleri hatırlayın. Bunlar öz kaynak yapıları güçlü ve aynı zamanda uyum kabiliyeti yüksek olan şirketlerdir.

– Durgunlukta bazı şirketler işe en büyük maliyet kalemi olarak gördükleri çalışan sayısını azaltmakla başlarlar. Yanlıştır. V şeklindeki krizden çıkarken yine bu çalışanlara ihtiyaç duyulacaktır.

– Eski notlarımı karıştırdım. Yine bir kriz ortasında sohbet ettiğim önde gelen bir sanayicimiz “Gücümüz krizlerde ortaya çıkıyor, çünkü krizleri iyi yönetiyoruz. Krizlerinden hep büyüyerek çıktık.” demişti. Yaptıklarını anlatırken “Müşterilerimizi fonluyoruz, koruyoruz ve ilave vade veriyoruz. Alacak tahsilatını hoş görüyoruz” demişti. Müşterilerden de tedarikçilerden de uzaklaşmayın. Krizlerde müşterisini ve tedarikçisini küstürdüğü için krizden çıktıktan sonra zorlanan şirket örnekleri çoktur. Durgunluk döneminde müşterilerin yanında olmak önemlidir; aynı şekilde tedarikçilerle bağı koparmamak gerekir. Bayi ve dağıtım yapısının sağlıklı devam ettirilmesi kritiktir. Krizlerden güçlenerek çıkmak mümkündür; yeter ki bayi ve müşteri ağınız ayakta kalsın; tedarikçilerle bağ kopmasın. Alacak tahsili önemlidir. Alacakları çok iyi takip etmek ve tahsilatları hızlandırmak gerekir. Ama bunu yaparken müşterilere ve bayilere dikkatli yaklaşmak, gerek duyanlara destek olmak lazım.

-Maliyet kontrolü adına daha önce açıklanan sürdürülebilirlik hedef ve kazanımlarından vazgeçmemeli. O hedefler şirket ile toplum, çalışanları ve yükselen Z kuşağı arasındaki en güçlü bağdır. Bir defa geriye dönüldü mü tekrar aynı noktaya gelmek kolay olmuyor.

-Güçlü bir otomasyon sistemine sahip olmak durgunluk ve kriz dönemlerini atlatmaya yardımcı olur. Yapay zekanın ve akıllı sistemlerin yaygınlaştığı dönemde maliyetleri kontrol etmek daha kolaylaştı.

-Eğer iyi yönetilirse durgunluk dönemleri aynı zamanda satın almalar için uygun dönemlerdir. Bunun için de nakit gücü öne çıkıyor.

Durgunluk dönemleri zor dönemlerdir. Özellikle hem durgunluk hem de yüksek enflasyon varsa süreci yönetmek daha da zorlaşır, ayrı bir ustalık ister. Böylesi dönemlerde stokları, alacakları ve borçları yönetmek, maliyetleri kontrol etmek daha da önem kazanır. Ancak bu süreçleri yönetirken çalışanları korumak, müşteri ve tedarikçilerin ayakta kalmalarına yardımcı olmak gerekir. Ama ilk adım iyi bir resesyon planlaması yapmaktır. Maliyet, özkaynak ve organizasyonel anlamda verimsizlikler varsa bunları krize girmeden çözmekte fayda var.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

TKU MAGAZİN TV CANLI YAYINLARIMIZ SON HIZLA DEVAM EDİYOR..

Yayınlanma tarihi

-

https://www.youtube.com/channel/UClYt5ATMYLQUmiNvl-_QPFwZİN TV

Ağır Kaldırma Taşıma ,Proje Lojistik ,Vinçli Taşıma ,Yükleme Depolama  lojistik sektörüne 18 yıllık deneyimle Net Medya olarak çıkardığımız (Taşıma Kaldırma Üniteleri Magazin ) TKU Magazin Dijital E-Dergi ve YouTube kanalımız ile sektörün sorunlarını ,yenilikçi hareketlerini ,marka bilinirliğini  Firmalarınızın yatırmalarını sektörde yarattığı katma değerini ,sektörün sorunlarını ele alıyor yılların verdiği tecrübe ile masaya yatırıp konuşuyoruz.

Karaca Vinç Nakliyat İstif ve İş Makinaları Kiralama Genel Müdürü Ahmet Toktay ile Bugün

Bügün 15.03.2025 (Cumartesi Saat :11:00 11:30 Son dönemde Firması için oluşturdukları Yenilikçi Sistemi, Makine Parkuruna yaptığı yatırımları ,Satış Sonrası Hizmetleri ,Sektörü ve Sorunlarını Konuşacağız. Sorularınızı watsap hattımız:0532 263 01 34 sorabilirsiniz.

Devamını oku

Haber

Enerjisa Üretim’den Türkiye’de Bir İlk, Ovacık RES Uçtan Uca Kadınlara Emanet!

Yayınlanma tarihi

-

Enerji sektöründe fırsat eşitliğini sağlamak ve kadın istihdamını artırmak için harekete geçen Enerjisa Üretim, Dünya Kadınlar Günü’nde sektöre rol model olan bir dönüşümü kutluyor. REDKA (Rüzgarı Enerjiye Dönüştüren Kadınlar) programıyla kadın mühendis ve teknisyenleri sektöre kazandırırken, Türkiye’nin ilk tamamen kadın ekibiyle yönetilen rüzgar santrali Ovacık RES, kadınların enerjideki gücünü ortaya koyarak sektörde köklü bir değişimin simgesi olmaya devam ediyor.

 

Türkiye’de bir ilk, tamamı kadın çalışanlardan oluşan Ovacık RES

Türkiye’nin yenilenebilir enerji dönüşümüne öncülük eden Enerjisa Üretim’in enerji santrallerinden Ovacık RES, yalnızca enerji üretmekle kalmıyor, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da sektörde eşitliğin rüzgarını estiriyor. Avrupa’nın tek seferdeki en büyük rüzgar yatırımlarından biri olan 1.000 MW’lık YEKA RES-2 projesinin bir parçası olan Ovacık RES, Türkiye’de ve yakın coğrafyada bir ilk olarak uçtan uca tamamen kadınlar tarafından yönetilen ilk rüzgar santrali olarak tarihe geçti. Teknik bakımından işletme yönetimine, hatta güvenliğe kadar tüm roller kadınlar tarafından üstleniliyor.

 

REDKA programıyla yetişen kadın mühendis ve teknisyenler, bugün Ovacık RES’te sahada aktif rol alarak enerji sektöründe dönüşüme öncülük ediyor. Enerjisa Üretim’in yerel kalkınmaya verdiği destekle, sadece kadın profesyoneller değil, bölge halkından kadınlar da sektöre kazandırılıyor. REDKA programı sayesinde kadınlar, türbinlerin bakım ve işletmesinde görev alarak rüzgarın gücünü yöneten isimler haline geliyor.

 

Kadınların enerjideki gücü sınır tanımıyor

Enerji sektöründe kadın istihdamına yön veren REDKA programı, mühendis ve teknisyenleri yenilenebilir enerji alanında uzmanlaştırarak sahada aktif rol almalarını sağlıyor. Rüzgar enerjisi teknolojileri, bakım-onarım süreçleri ve operasyonel yönetim gibi kritik alanlarda verilen eğitimlerle kadınlar, teoriyi pratiğe dönüştürerek sektörde güçlü bir yer ediniyor.

Enerjisa Üretim, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) doğrultusundaki taahhütleriyle kadınların enerji dönüşümündeki gücünü artırmaya devam ediyor. REDKA ile kadınlar sadece sektöre adım atmıyor, dönüşümün öncüsü oluyor.

 

Kadınların enerjisiyle geleceğe yön veriyoruz

Enerjisa Üretim İnsan ve Kültür Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Gürkale, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında yaptığı açıklamada, kadınların sektördeki varlığının artırılmasının sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak şunları söyledi;

 

“Enerji sektörü sadece teknik uzmanlıkla değil, kapsayıcılık ve çeşitlilikle büyür. Ovacık Rüzgar Enerji Santrali ve REDKA programıyla kadınların yenilenebilir enerjide daha fazla yer almasını sağlamak için yola çıktık ve artık biliyoruz ki bu, yalnızca bir sosyal sorumluluk değil, sektörün geleceğini güçlendiren bir gereklilik. Uzun yıllardır erkek egemen bir alan olarak görülen enerji sektöründe büyük bir dönüşüm başlattık. Ovacık RES, Türkiye’de ve yakın coğrafyada bir ilk olarak uçtan uca tamamen kadınlar tarafından yönetilen bir santral. Teknik bakımından işletme yönetimine, güvenliğe kadar tüm roller kadınlar tarafından üstleniliyor. Bu sadece bir istihdam hamlesi değil, bir dönüşüm hareketi. Çünkü biliyoruz ki eşitlik vaadi, gerçek eşitliği sağlamak için somut adımlar atmayı gerektirir. Enerji sektöründeki kadın istihdam oranlarının düşük olduğunu biliyoruz ve bu düzeni değiştirmek için somut adımlar atıyoruz. İki yıl önce başlattığımız ‘Rüzgarı Enerjiye Dönüştüren Kadınlar’ programı ile mühendis ve teknisyen kadınları sektöre kazandırdık, bugün Ovacık RES tamamen REDKA’lara emanet. Yenilenebilir enerji alanında kadın istihdam oranını %60’a çıkarmayı hedefliyoruz ve bu hedefe ulaşana kadar durmayacağız. 8 Mart’ı sadece çiçek verilen bir gün olarak değil, kadınların potansiyellerini ortaya çıkaran ve hak ettikleri yerlere gelmelerini sağlayan fırsatlarla taçlandırmamız gerektiğine inanıyoruz. Enerjisa Üretim olarak biz bu değişimin öncüsü olmaya kararlıyız. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor ve enerji sektöründe daha fazla kadını görmek için çalışmaya devam edeceğimizi vurgulamak istiyorum” dedi.

Enerjisa Üretim Ovacık Santrali İşletme Mühendisi Saadet Çekemoğlu, kendisinin de buraya yüksek hayaller kurarak geldiğini söyleyerek;

“Enerji sektörü zorlu koşullara sahip olabilir, ancak biz kadınlar her sahada, her sektörde en iyisini başarabiliriz. Ovacık RES, Türkiye’nin ilk ve tek tamamen kadınlardan oluşan santrali. Burada çalışmak benim için büyük bir gurur. 54,6 MW kurulu güce sahip 13 türbinimiz, her biri 4,2 MW  üretim kapasitesine sahip ve kulelerimiz 110 metre yüksekliğinde. Bu projede yer almak, hayallerimin peşinden koşmanın ve cesaretin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Kadınlar olarak hayal etmekten ve cesaret etmekten asla vazgeçmemeliyiz” dedi.

Manisa’da doğup büyüdüğünü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi elektrik programından mezun olduğunu belirten Ovacık Santralinin İşletme Teknisyeni Zelihanur Güler ise;

“Üniversiteye kadar enerji sektörünü erkeklere özgü bir alan olarak görüyordum. Ancak Ovacık RES’in kadınlar tarafından işletileceğini duyduğumda, ‘Ben neden yapamayayım?’ dedim ve bu yolculuğa adım attım. REDKA programı sayesinde rüzgar türbinlerinin çalışma prensiplerinden yüksek gerilimde çalışmaya kadar kapsamlı teknik eğitimler aldım ve sahada uygulama fırsatı buldum. İlk başta yüksek kuleleri görmek beni korkutmuştu, ancak eğitimlerle bu korkumu yendim ve artık bu işi tutkuyla yapıyorum. Ailem ve arkadaşlarım hep yanımda oldu, onların desteğiyle cesaretimi artırdım. Bugün bu sektörde çalışan bir kadın olarak, şunu söylemek istiyorum: ‘Bu işin kadını erkeği yok. Hayallerinizin peşinden gidin, cesaretinizden asla vazgeçmeyin” dedi.

 

 

Devamını oku

Haber

Işıl Bilgin: “Kadınlar Sahada, Kadınlar Her Yerde!”

Yayınlanma tarihi

-

İstanbul Vinç Pazarlama Müdürü Işıl Bilgin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak kadın yönetici olarak mesajını yayımladı. Bilgin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

 

“Ben Babasının Cesur Kızıyım”

 

“Personel yükseltici platform kiralama sektörü; fiziksel gücün, teknik eforun ve sahada olmanın önemli olduğu bir alan. Pek çok kişiye ‘erkek işi’ olarak ezberletilmiş olsa da ben bu sektöre babamın cesaretlendirmesiyle girdim. Bana inandı, destek oldu ve başarabileceğimi gösterdi. Bugün burada olmamın en büyük nedenlerinden biri, o ilk adımdaki büyük destek. Bu anlamda ben, babasının cesur kızıyım.

 

Şimdi ben de sadece muhasebe, iletişim ve pazarlama alanlarında değil; operatörlük, teknik servis ve mühendislik gibi sahada da kadınları görmek istiyorum. Çünkü biliyorum ki yeterince istediğimizde ve azimle denediğimizde her alanda var olabiliriz. Bu yolda bana ilham veren tüm güçlü kadınlara ve yanımızda duran, bizi destekleyen erkek meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. Birlikte daha kapsayıcı ve güçlü bir sektör inşa edeceğimize inanıyorum.”

 

Kadınların her alanda olması dileğiyle…

Devamını oku
Reklam hba.com.tr

Trend olan